Tebernüş Kireççi'ye SORU SOR

Saffet Gözlükaya (Mimar) kimdir?

Eşi Ahmet Serkan Gözlükaya ile Apre Mimarlık’ı kuran mimardır. Saffet Gözlükaya, uluslararası bienal sanatçısıdır.



Saffet Gözlükaya (Mimar) kimdir?
Mimar Saffet Gözlükaya



Saffet Gözlükaya nereden mezun?



Saffet Gözlükaya,  1996 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nü bitirdi. 1997 yılında eşi Ahmet Serkan Gözlükaya ile birlikte Apre Mimarlık, 2000 yılında Themaprea Hotel Furniture Mobilya Fabrikası’nı kurdu. Otel, konut, hastane, alışveriş merkezi, restoran, kafe, villa, fabrika projeleri ve renevasyonları üzerine çalışan Gözlükaya’nın obje tasarımlarının yanı sıra iç dekorasyon projeleri de mevcuttur. Uluslar arası bienal sanatçısı olan Saffet Gözlükaya, obje tasarımlarını, Boda markası altında toplamaktadır. 



Saffet Gözlükaya’nın öne çıkan projesi Blue Bay Otel’in mimari özellikleri nelerdir?


Saffet Gözlükaya (Mimar) kimdir?
Blue Bay Otel



Marmaris tatil beldesinde, 1980’lerde inşa edilmiş olan Bluebay’s hotel, 3 bloktan oluşmakta olup, 7000m2’lik bir arsaya oturmaktadır. Bloklar zemin+5 kattan oluşmaktadır. Çok eski bir yapılaşma olan otel binasının 2011 yılında renovasyon projesi çalışmalarına başlanmıştır. Binanın sadece taşıyıcı sistemi bırakılarak soyulmuş ,önce güçlendirme yapılmış, daha sonra iç ve dış tasarımı , iç işleyişi tamamen değiştirilmiş ve 2012 Nisan ayında otel yapısı “Hotel Bluebay Platinum” olarak adı değiştirilerek, 4 yıldızlı otel kategorisinde yeniden hizmet vermeye başlamıştır. Sonuç olarak, toplam 14.500m2 inşaat alanın sahip binada, 255 odalı bir çözüm yapılmış, otel içeriğinde; 1 adet ana restaurant, 1 adet alakart restaurant, lobby –resepsiyon, dinlenme ve lounge bölümü,kapalı havuz , spa-fitness, açık havuz ve çevresine snack bar çözülmüştür. Bina tasarımında, standart dışı fonksiyonlar ve formlar ve çağın ilerisinde olması dikkate alınmıştır. Işık oyunlarının ön plana çıktığı mimarinin en önemli özelliği basit formlar ve yalınlıktır.



Saffet Gözlükaya hangi haberlere konu oldu?



Mimar Saffet Gözlükaya: "Kötü kopya kabul edilemez" (Gastronomi.com.tr, Ekim 2012)


Çabuk tüketilen konseptlerin tasarım olarak nitelenemeyeceğini, her tasarımın bir sonrakinin önünü açtığını vurgulayan Apre Design Group'un kurucularından Mimar Saffet Gözlükaya, cesaretli yaklaşımların her zaman hoşuna gittiğini ve tasarımcının baskın olduğu işlerin sektöre ivme kazandırdığını söylüyor.


Apre Design Group turizm sektörüne dönük projeleriyle dikkatleri çekiyor. İzmir'de bulunan mimarlık ofisi, son 5 yıldır zincir otel gruplarıyla da çalışmalar yaparken, konsept olan ve alışılmışın dışına çıkan projeleriyle adını duyuruyor. Saffet Gözlükaya ve Ahmet Gözlükaya'nın liderliğinde çalışmalarını sürdüren Apre Design Group, doğaya, estetik değerlere ve teknolojiye önem veren bir anlayışla proje üretmeye devam ediyor. Görsel etkinin sanatsal izler taşıması gerektiğine inanan Mimar Saffet Gözlükaya ile ofisin çalışmalarını, yeni projelerini, mimari anlayışlarını konuştuk...


Apre Design Group olarak horeca sektörüne dönük çalışmalarınızdan bahseder misiniz?


1998'den bugüne sektöre hizmet vermekteyiz. Apre Design Group olarak mimari projesi de dahil olmak üzere 38 adet otel tasarladık ve hizmete geçirdik. Özellikle eski otelleri günümüz ihtiyaçları ve vizyonu doğrultusunda renove ediyoruz ki bence bu, sektöre önemli bir katkı sağlıyor. 2002 yılında yıllardır çalıştığımız mobilya atölyesiyle ortak bir işletme açtık. Themaprea Hotel Furniture adlı 7500 metrekare kapalı alana sahip modern teknolojiyle donatılmış, tasarladığımız herşeyi yaptırabileceğimiz bir fabrika oluşturduk. Son 5 yıldır zincir otel gruplarıyla çalışmaya başladık. Örneğin Anemon Grubu ile altıncı oteli yaptık, yedincisini tasarlamaya başladık. Bu bize her bölgeyi tanıma ve bölgenin ihtiyaçlarına göre tasarlama şansı verdi. Bununla birlikte Marmaris bölgesindeki yatırımcıların büyük bir kısmının üçüncü veya dördüncü otellerini yaptık. Odaklandığımız nokta hep kullanıcı oluyor, her türlü konforu sağlamayı öncelikli işimiz olarak görüyoruz.


Turizm sektöründe son yıllarda ortaya çıkan tasarımları nasıl buluyorsunuz?


İlham verici diyebilirim. Tasarımcılar daha fazla mimari anlayışlarını ortaya koymaya, yatırımcılar ise işletme yeteneklerini geliştirecek yaratıcı mekan tasarımlarını tercih etmeye başladılar. Sıradanlık yavaş yavaş yerini özgünlüğe bırakmaya başladı. Zincir oteller bile markalaşmış tasarımlarını, çağdaş ve özel konsept tasarımlarla değiştirmeye başladılar. Ben bu konu da iyimserim açıkçası, yapılan her tasarımın doğru ya da yanlış, abartılı ya da özensiz katkıda bulunduğunu düşünüyorum. Her tasarımın bir sonrakinin önünü açtığını düşünüyorum. Cesaretli yaklaşımlar her zaman hoşuma gidiyor. Tasarımcının baskın olduğu işler nasıl olursa olsun sektöre ivme kazandırıyor. Tabii söz konusu reenkarne tasarımlar olunca durum biraz farklı. Çabuk tüketilen bu konsept açıkçası tasarım olarak nitelendirilmemeli; bence bu tip projeler sektörün önünü tıkamakla birlikte yanlış bir imaj da veriyor. Aslında bunlara Türkiye'den başka bir ülke de de rastlamanız zor. Dönüşüm tercih edilebilir ancak kötü bir kopya kabul edilemez.


Proje seçiminde nelere dikkat ediyorsunuz? İş modelinizden bahseder misiniz?


Konsept yaratabileceğimiz, alışılmışın dışına çıkabileceğimiz, kullanıcıya farklı yaşamlar tasarlayabileceğimiz projeleri tercih ediyoruz. Projenin ölçeği ne olursa olsun A'dan Z'ye  tasarlayacağımız projeleri seçiyoruz. Bilgi birikimimiz ve tecrübemiz, mega projelerle birlikte butik dizayn işlere de kolayca adapte olmamızı sağlıyor. Açıkçası sadece mimarisini yapmak ya da iç mimarisini yapmak yerine ikisini birlikte tasarlamayı tercih ediyoruz. Gerçek şu ki aslında söz konusu otel olunca her ikisi de birbirini yansıtmalı diye düşünüyorum.


Projelerinizden bazı örnekler verir misiniz?


En son Marmaris'te hizmete giren 3 otel tasarladık. Biri yeni proje olan Hotel Goldenrock, bina, iç ve dış, tamamen bize ait. Diğeri çok eski bir otel Hotel Bluebay Platinum, tamamen konseptini değiştirdik. Oteli baştan yarattık, eskisiyle benzer hiçbir yanını bulamazsınız. Açıkçası bu tasarımda mimari anlayışımızı çok iyi anlattığımızı düşünüyorum. Üçüncüsü ise Casa de Maris Hotel, birinci kat tabliyesinde tasarlamaya başladık, projesi bitmişti ancak fonksiyon ve dış cephe mimarisinde ilavelerimiz ve değişikliklerimiz oldu. Pop art ve avangard bir tarzı var. Açıkçası yeni deneyimlediğimiz bir tarz oldu.


Mimari anlayışınızda neler ön plana çıkıyor?


Mimari anlayışımızda öne çıkan en önemli nokta fonksiyonun formla birlikte zenginleşmesi diyebilirim. “Görsel etki sanatsal izler taşımalı” diye yola çıkıyoruz. Tasarımı her açıdan değerlendiriyoruz, kullanışlı olması yanında sanat eseri niteliği de olmalı… Tezatlıklar; formlarda ve malzemeler de güzel sonuçlar veriyor. Tümevarım tasarımda kullandığımız yöntem diyebilirim. Natüralist olduğumuz kadar etherik yaklaşımlarımız da var.


Malzeme seçiminde ve dekorasyon ürünlerinde nelere dikkat ediyorsunuz?


Şu dönem en çok dikkat ettiğimiz, geri kazanımlı ve çevreci malzemeler. Görselliği yüksek olan, birkaç fonksiyonu çözebilen ürünler terciğimiz. Örnek verecek olursam, çatı kaplama malzemesi, sadece örtücü olma özelliği taşımamalı, aynı zamanda yalıtım yapabilmeli ve hatta güneş ışığını enerjiye dönüştürmeli, görselliği yüksek, detayları mükemmel olmalı gibi... Doğal malzeme her zaman tercihimiz; ham ağaçlar, doğal taşlar, vb... Ancak bazen konsepti oluşturan nüveyi yeni malzemelerle tasarlamak, önderlik etmek, bir şeyleri başlatmak ve tasarımdaki sınırsızlığı ortaya koymak adına kullandığımız çevreci olmayan ürünler de var maalesef.. Teknoloji son 10 yılda çok ilerledi. Tasarım gittikçe sınırsızlaşıyor. Doğal görünümlü yapay ürünler çok az kullandığımız ürünlerdi. Fakat şu anda o kadar iyiler ki, farklı bir konsept için tercih edebiliyoruz.


Sizce yatırımcı-mimar ilişkisinde bugün iktidar kimde?


Bugün biraz mimara geçmiş gibi gözüküyor. Ancak yine de yatırımcı, boyutu belirleyen en önemli faktör. Mimarın sınırlarını yatırımcı çiziyor. Mimar da yatırımcı da günümüz ihtiyaçlarına göre değişti ve gelişti. Yatırımcı da kullanıcıya hizmetini farklı bir bakış açısıyla sunmanın avantajlarının farkında. Fütüristlerin de dediği gibi, fonksiyonu yaratıcı şekilde sunmak, yeni dünya görüşü. Teknolojinin hızla geliştiği, bilgi akışının inanılmaz hızla yayıldığı günümüzde araştırmaya ve yeniliğe açık profesyonellere yatırımcı iktidarı teslim ediyor. Ancak yine de yatırımcı olmazsa iktidar kavgası da olmaz. En güzel işler yatırımcı mimarin sınırlarını, mimar da yatırımcının sınırlarını zorladığı zaman ortaya çıkıyor.


Türkiye'deki otel ve restoranlar mimari konsept açısından sizce dünyanın neresinde duruyor?


Gerisinde olmadığı kesin, hatta avantajlı diyebilirim. Türkiye coğrafik özellikleriyle zengin çeşidi olan bir yapıya sahip. Tasarımı etkileyen imar kanunları, bölgesel yönetim gibi dezavantajlar da var. Yine de Türkiye'deki bazı çalışmaların konsept olarak öncü olduğu zamanlar bile oluyor.


Ofis olarak hedeflerinizden bahseder misiniz?


Tabii ki global seviyeye gelmek, tasarımda öncü olmak, mimari olarak kalıcı eserler vermek ki bu günümüzde bir hayli zor. Bazı tasarımlarla milyonlarca kullanıcıya ulaşmak benim en büyük hayalim.



Saffet Gözlükaya ve Apre Mimarlık iletişim bilgileri nelerdir?



Adres: Dr.Mustafa Enver Bey Cad. No:13/1 Alsancak İzmir/TURKEY


Telefon: +90 232 463 5774


Faks: +90 232 463 6759


E-Posta: info@apredg.com


Web Adresi: www.apredg.com