Tebernüş Kireççi'ye SORU SOR

Rıza Kutlu Işık kimdir?

Işıklar Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Rıza Kutlu Işık, karate sporuna düşkünlüğüyle de bilinen bir patron..



Rıza Kutlu Işık kimdir?

Işıklar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Rıza Kutlu Işık



Rıza Kutlu Işık nerede doğdu, eğitimini nerede tamamladı?



25 Şubat 1963 Bartın doğumlu olan Rıza Kutlu Işık, Lise öğrenimini Northfield Mount Hermon’da (ABD) tamamlamasının ardından Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi bölümünden mezun oldu. Halen Işıklar Holding A.Ş. ve tüm Işıklar Grup Şirketleri Yönetim Kurulları Başkanlığı görevini sürdürmektedir. 



Rıza Kutlu Işık, hangi kuruluşlara üye?



Aynı zamanda TİSK Mikrocerrahi Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı, Lösemili Çocuklar Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi ve Eurosac (Avrupa Kağıt Torba Üreticileri Derneği) Başkan Yardımcısı olarak çalışmaktadır. T. Selüloz, Kağıt ve Kağıt Mamulleri Sanayii İşverenleri Sendikası Yönetim KuruluBaşkanlığı’nı da yürütmektedir. Işık bir hobi olarak başlattığı şarap üretim faaliyetlerini Ankara Kalecik’de sürdürmekte ve ürettiği şaraplar, piyasada Chateau Kalecik markası adı altında satılmaktadır. Işık, evli ve üç çocuk sahibidir. Işık, İngilizce ve Fransızca bilmektedir.



Rıza Kutlu Işık iş hayatını nasıl anlatıyor? 



Sabah Gazetesi’nin İş’te İnsan ekine konuşan Işık, şunları anlattı; 


İşte Portre: Rıza Kutlu Işık


2001 krizinin mağdurlarından Işıklar Holding’in zor günleri geride kaldı. Yönetim Kurulu Başkanı Rıza Kutlu Işık, sahalara tekrar dönmenin yorgun mutluluğunu yaşıyor


Dipten çıkış tamam ama evler kira, akrabalar küs


Oturdukları evler, şirketin gayrimenkulleri satıldı… Şirkette çalışan akrabalarla vedalaşıldı, borçlar yeniden yapılandırıldı, kollar sıvanıp işe girişildi… Sonuçta 2001 krizinin mağdurlarından Işıklar Holding’in zor günleri geride kaldı. Yönetim Kurulu Başkanı Rıza Kutlu Işık, sahalara tekrar dönmenin yorgun mutluluğunu yaşıyor 


2001 krizinde pek çok banka, holding ve irili ufaklı şirket tarihin sayfalarına gömülürken bir kısım işletme de büyük yaralar aldı. Bu krize yüksek borç miktarıyla yakalananların birçoğunun bugün ismini bile hatırlamıyoruz. Diğerlerinin imdadına, borçları yapılandırmak üzere devreye giren İstanbul Yaklaşımı yetişmişti. Türkiye’nin en büyük çimento torbası ve tuğla üreticilerinden Işıklar Holding de bu sürecin ilk ‘müşteri’lerinden olmuştu.


1990’lı yılların sonuna doğru hızlı bir büyüme süreci içine giren, yurtiçi ve yurtdışında yaptığı dev yatırımlarla dikkat çeken Işıklar Holding, krize yatırımlardan kaynaklanan borç yüküyle yakalanınca, vadesinden önce tahsilat telaşına giren bankaların kıskacında kalmıştı. Holding, İstanbul Yaklaşımı aracılığıyla rahat bir nefes aldı. Sonrasında yabancı bir fonla ortaklık ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) ile devam eden borçlardan arınma süreci vs. derken Işıklar bugün, yoluna güçlü adımlarla devam ediyor.


Bu inişli – çıkışlı hikayenin baş kahramanı ise 46 yaşındaki Rıza Kutlu Işık… Işık, ağzında gümüş kaşıkla doğan şanslı insanlardan. Ancak 2001 yılından beri bu kaşığı düşürmemek için hayli çaba sarf etti. Işık, kendisini oldukça yorgun ama huzurlu hissediyor zira en fazla 5 - 10 yılda eski parlak günlere döneceklerini düşünüyor. Yönetim merkezlerini, Ulus’taki ihtişamlı binalarından Kavacık’taki bir iş hanının bir katına taşınmış olmaları bile insana “nereden nereye” dedirtiyor. Ancak Işık kafasını bu tip detaylara hiç takmıyor, zihnini meşgul eden tek şey, bu süreçte dökülen saçları…


Sizinle son görüşmemiz, holdingin en parlak döneminde yani 90’ların sonunda yurtdışında hızla büyüdüğünüz zamanlardaydı… 2001 krizi sizi neredeyse yıkıyordu, yaralarınızı ne oranda sarabildiniz?


Anayasa kitapçığı fırlatmayla başlayan bu süreçle faizler aniden yükseldi ve peşinden gelen devalüasyonla çalıştığımız bankaların bir kısmı TMSF’ye devroldu, bir kısmı da tasfiyeye edildi. Bu süreçte bankalar ayakta kalmak için fahiş faizler uyguladı, grubun borcu birdenbire katlandı. 50 milyon dolar yurtiçinde, 50 milyon dolar yurtdışında (Bulgaristan ve Mısır yatırımları kaynaklı) olmak üzere toplam 100 milyon dolar borcumuz vardı. Türkiye’deki 50 milyon dolarlık borcumuz bir anda faiz ve temerrütlerle 150 milyona çıktı. İşte biz o noktada üstümüze gelen bankalara ödeme yapmaya başlayınca işletme sermayemiz bitti. Daha sonra da bankalarla oturup bu borcu yapılandıralım dedik.


İstanbul Yaklaşımı’nı kastediyorsunuz herhalde?


İstanbul Yaklaşımı’na hem ilk giren hem de ilk çıkan şirket biz olduk. Çünkü bu süreçte çok borç ödedik. Grubun ciddi gayrimenkul varlığını -yurtdışındaki şirketlerimiz ve oturduğumuz evler dahil- operasyonel faaliyetlere katkıda bulunmayan tüm varlıklarımızı satarak borcumuzu 200’den, 100 milyon dolara indirdik. Kalan borcu da sekiz yıla yapılandırdık…

 

100 milyon dolarlık borç ödemek için epey bir mal satmış olmalısınız?


Eee tabii… Ulus’taki iki bina (Azeri kökenli Türk işadamı Mubariz Mansimov’a satıldı), Ankara İncek’te 20 villa, içinde oturduğumuz Reşat Paşa Konağı gibi gayrimenkulleri elden çıkardık. Bunların neticesinde borcumuzu yarı yarıya azalttık, birkaç yıl İstanbul Yaklaşımı içinde patinaj yaptık. Çünkü bu, çözüm üretmekten çok, zaman kazandıran bir yaklaşımdı. O süre içinde hem şirketleri tekrar faal hale getirdik hem de birtakım imkanlar gelişti. Mesela borçlarımızın bir kısmı, TMSF’ye devroldu ve yüzde 50 ıskonto kampanyası başlatıldı. Bizde bunu ödemek için para yoktu...


Ne yaptınız?


Borcumuzun yarısını ödemek için Hong Kong merkezli ADM diye bir fon bulduk. Bunların özelliği, sorunlu şirketlere ortak olup borçlarını azaltmaktı. Daha sonra şirketleri derleyip toparlayıp halka açıyor ya da satıyorlardı. Onlar grubun bütün borçlarını bankalardan ıskontoyla devraldı. Bu yüzde 45 civarında bir indirime tekabül etti. Bunun karşılığında ADM bize yüzde 20 civarında hisseyle ortak oldu. Şu anda halen yönetim kurulumuzda bir üyeleri var.


Şimdi borcunuz kalmadı mı yani?


Bankalara olan borcumuz bitti. ADM’ye olan borcumuz da 30 milyon dolara indi. 2006’dan beri banka borcu olmayan ama ortağına borçlu bir grubuz. Ortağımıza olan borcu da erkenden ödüyoruz. 2011’in sonunda, geri kalanı ödeyeceğiz.


Sıkıntılı günlerinizde şu sıralar danışman olarak çalışan Hilmi Güvenal’ı yönetim kuruluna almıştınız. Bunun sebebi neydi?


Onu kriz döneminde aldık çünkü bu alanda ciddi tecrübesi vardı. “Damdan düşenin halinden, yine damdan düşen anlar” dedik.


Anladı mı peki?


Tabii, çok faydası oldu. Sonra birlikte bir danışmanlık şirketi kurduk. Büyük hissedarı bizdik. Kendisi bizden ayrılırken hisselerimizi de devrettik.


Tüm bu yaşananlar cironuza nasıl yansıdı?


Cirolarımız 300 - 350’lerden, 50 milyon dolara kadar düştü. 2007’de tekrar 300 milyon doları yakaladık. Ama global krizin etkisiyle son iki yıldır 200 milyon dolar civarında seyrediyor. Çünkü özellikle iş makinesi satışlarımızda ciddi düşüş oldu. Türkiye’ye giren 10 iş makinesinin üçünü biz satıyorduk.


Amiral, iş makinesi satışı mı?


2007’de iş makinesiydi, şu anda grubun en yüksek potansiyelli şirketi Işıklar Ambalaj. Bu şirketi, bir nevi yatırım holdinge dönüştürüyoruz.


Bir de inşaat şirketiniz var…


İnşaat şirketimiz Özışık, yol ve baraj inşaatı yapıyor. 200 milyon dolara Muş’taki Alpaslan 1 Barajı’nı bitirdik. Seneye 500 milyon dolarlık Alpaslan 2’nin inşaatına başlayacağız. Burada altı ortaklı bir konsorsiyumuz ve bunun yüzde 26’sı bize ait.


Bartın’da bir alışveriş merkezi yatırımı yapacaksınız galiba?


Bartın’da yüksek bir potansiyel var. 250 bin nüfuslu bir il, üniversitesi var, turistik merkezleri var ama alışveriş merkezi yok. Hem orası memleketimiz olduğu için de yatırım yapmak istiyoruz, beş – altı bin metrekare kiralanabilir alanı olacak.


Son yaşanan global kriz sizi ne oranda etkiledi?


Bize dokunmadı doğrusu çünkü çok hazırlıklıydık. Krizin sinyallerini almıştık. Şirketlerimizde bir kanama olmaması için ciddi tedbirler aldık. Potansiyel bir daralmaya karşı derledik, toparladık ve ufalttık. Banka borcumuz da olmadığı için sıkıntımız olmadı.


Banka borcu kullanmıyor musunuz artık?


Yok kullanmıyoruz, tabii bankasız çalışmaya imkan yok. Teminat mektubu, akreditif gibi enstrümanlar yüzünden bankalarla ilişkimiz oluyor ama yatırımlarımızı öz sermaye ile yapıyoruz.


“Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer” derler…


Öyle oluyor, ağırlıklı olarak öz sermaye ile yatırım yapıyoruz. Bu, kredi almıyoruz anlamına gelmiyor. Alpaslan 2 yatırımı mesela, kredi ile yapılıyor.


Bankalar, TMSF, borçlar, elden çıkarılan gayrimenkuller, şirketler derken toparlanmanız zor oldu mu?

Kolay bir dönem değildi açıkçası… İşi büyütmek ne kadar zevkli ise krizle ve küçülme ile uğraşmak o kadar zevksiz. Çünkü biz ciddi anlamda çalışan kadromuzu daralttık, o da tatsız bir durum oldu.


Şimdi kaç çalışanınız var?


Yurtiçi ve yurtdışı beş bin çalışanımız vardı; bu sayı bin 400 kişiye indi. Kolay değil tabii. Özellikle uzun süredir birlikte olduğunuz üst yöneticiler, emekli olmuş halen şirketten maaş alan yönetim kurulu üyeleri, akrabalar vb. Ama başka çare yoktu. Geri kalanların selameti için şirketin sırtında taşıdığı yükleri azaltmaya mecburduk. Kolay bir dönem değildi ama iş hayatında her şey oluyor.


Galiba burada önemli olan kaldığınız yerden başlama cesaretini bulmak…


Açıkçacı pek bir alternatifimiz yoktu. Şirketlerimiz bir yol kazası sonucu borç yükünün altına girmişti. Borcun hepsinde bizim şahsi kefaletlerimiz vardı. Mecburduk çalışıp bitirmeye. Yoksa çocuklarımız zor durumda kalırdı. Ayrıca 10 bin kişinin sorumluluğu vardı sırtımızda. 

 

İyi günlerinizde yurtdışından bayağı umutluydunuz? Büyük hayalleriniz vardı. Şimdi o hayallerin neresindesiniz? 


Evet özellikle Bulgaristan’daki çok güzel bir fabrikaydı. Özelleştirmeden almıştık. Torba fabrikalarımızın tükettiği kağıt üretiliyordu, maliyetler de çok iyiydi. 50 milyon dolarlık EBİTDA (Faiz ve vergi öncesi kar) yaratacak bir iş elimizden kaydı, gitti. Bir daha o boyuta gelemeyiz torba işinde. Şimdi faaliyetlerimiz Türkiye ile sınırlı, yüzde 20 civarında ihracatımız var.


Geriye dönüp baktığınızda neye “keşke” diyorsunuz?


Biz Işıklar Ambalaj’da ikincil arz yapmayı planlıyorduk. Bunu yapabilseydik grup krize borçla değil, net nakit sahibi olarak girecekti. Onu yapmakta üç ay kadar geç kaldık. Bu, hep tatsız bir durum olarak kaldı. Bunu yapsaydık bugün 500 - 600 milyon dolar boyutuna getirirdik ciromuzu.


“Yatırımlarınızı öz sermayeyle yapın!”


Son tahlilde tüm yaşananları nasıl değerlendiriyorsunuz?


Şu anda borçsuz, harçsız ve elinde büyük şirketler kalan bir grubuz. Cironun büyüklüğü bizim için önemli değil. Türkiye düzelirse tekrar iki yıl içinde ciro 400 milyon dolarlara çıkar.


Bu süreçte hayli yıprandınız ama…

Şüphesiz, kafamda saç kalmadı mesela.


Bundan sonrası için “asla yapmayacağım” dediğiniz şeyler var mı?


Türkiye gibi gelişen pazarlarda ağırlıklı olarak öz sermaye ile yatırım yapmak lazımmış, bunu iyi anladım. Yatırımların en az yüzde 80’i böyle yapılmalı. Ciddi nakit pozisyonu ile çalışmak şart.


Geriye dönüp baktığınızda “Hey gidi günler!” diyor musunuz peki?


Daha 46 yaşındayım. Biz artık bir düzelme ve büyüme sürecindeyiz, organik olarak büyürüz. Çünkü potansiyelimiz var ve 5 - 10 yılda eski boyutumuzu kat be kat geçeriz.


Yaşadığınız ekonomik sıkıntıdan dolayı yanınızdan uzaklaşan dostlar oldu mu?


Akrabalardan ve eş-dost arasından yolumuzu ayırdıklarımızla pek de iyi ayrılmadık. Halen görüşmüyoruz, konuşmuyoruz. Akrabalarla sıkıntılar oluyor.


Aile ferdi ile çalışmak zararlı bir şey mi?


Muhakkak faydalı olanı da vardır ama bize denk gelmedi. Çok ciddi bir kurumsal yapımız var. Bu, işin devamlılığı açısından önemli. Şirket büyürken ekstra bir kadro ve eski tüfekleri elde bulundurmak faydalı bile olabiliyor. Krizde ise durum çok farklı oluyor. O insanlarla mecburen yollarımızı ayırdık.


Yaşadıklarını kitaplaştırıyor


• 1990 yılında babasının vefatından sonra 27 yaşında yönetim kurulu başkanlığı koltuğuna oturan Rıza Kutlu Işık, lise son sınıfta eğitiminin geri kalanını tamamlamak için Amerika’ya gitmiş. 


• Rochester Üniversitesi’nde ekonomi eğitimi alan Işık, bir süre sonra Boğaziçi Üniversitesi’ne geçmiş. Türkiye’ye döner dönmez holdingin yönetim kuruluna girmiş.


• “İlkokuldan itibaren yaz tatillerinde fabrikada tuğla yüklerdik” diyen Işık, çalışma hayatıyla çok erken tanışmanın bir avantaj olduğunu düşünüyor.


• Kriz sürecinde oturdukları evleri satan Rıza Kutlu Işık ve kardeşi Uğur Işık halen kirada oturuyor. “İki kardeş de kiradayız ama memnunuz. Ev, mal - mülk gibi konular bizim için mühim değil, önemli olan işlerin devamı ve düzelmesi” diyor.


• Bütün yaşadıklarını bir kitaplaştırmak için çalışmalara başlamış, önümüzdeki yıl yazılarını toparlamayı planlıyor. 


• İş stresini karate yaparak atan Işık, bu hobisinde hayli ilerlemiş. İkinci dan kara kuşak seviyesine geçen Işık aynı zamanda C kategorisinde uluslararası hakem.



Rıza Kutlu Işık hangi haberlere konu oldu?



Işıklar Holding'in patronu Rıza Kutlu Işık, 3. Dan kara kuşak sahibi karateci! (Emlakkulisi.com, Mayıs 2012)


Işıklar Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve Karate Sporcusu Rıza Kutlu Işık, Türkiye'ye karateyi getiren Büyük Usta Hakkı Koşar'ın Dan sınavının sonucunda siyah kuşakta 3. Dan mertebesine yükseldi


Işık aynı zamanda uluslararası resmi karşılaşmalarda da hakemlik yapıyor.


"Hayat mücadele değil, mücadele hayattır" isimli kitabında da karatenin iş yaşamındaki başarısına katkılarını anlatan Işıklar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Rıza Kutlu Işık, son olarak karatenin Büyük Ustası Hakkı Koşar'ın gerçekleştirdiği Dan sınavını geçerek siyah kuşakta 3. Dan sertifikasına sahip oldu. 9. Dan mertebesindeki Hakkı Koşar'dan sertifikasını alan Işık, karatenin yalnızca bir dövüş sporu olarak algılanmaması gerektiğine işaret ederek sürekli değişim ve gelişimi teşvik eden felsefi bir derinliğinin bulunduğuna vurgu yaptı. Işık, karatenin güç, hız, konsantrasyon ve denge unsurları ile beyni ve bedeni zinde tuttuğunu ve riskleri önceden sezerek hazırlıklı olmayı sağladığını ifade etti.



Rıza Kutlu Işık inşaat şirketi kurdu (Emlakkulisi.com, Ekim 2009)


Işıklar Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı Rıza Kutlu Işık yeni bir gayrimenkul şirketi kurdu


1990'lı yılların sonunda hızla büyüyen, yurtiçi ve yurtdışında yaptığı yatırımlarla dikkat çeken Işıklar Holding, 2001 krizinde büyük yaralar almıştı. Zor günleri geride bırakan Işıklar Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı Rıza Kutlu Işık, yeni bir şirketi daha bünyelerine katarak sahalara yeniden döndü. Alışveriş merkezleri hayata geçirmek amacıyla, 50 bin TL yatırım yapılarak kurulan şirketin adı Işıklar Park Alışveriş Merkezi Yatırım Anonim Şirketi. 15 Ekim'de kurulan şirket, krizin ardından Ulus'ta bulunan yönetim merkezini Mubariz Mansimov'a sattıktan sonra taşındığı Kavacık'taki iş merkezinde faaliyetlerini yürütecek.


Rıza Kutlu Işık'ın yönetim kurulu başkanlığını yürüttüğü şirkette, kardeşi Uğur Işık başkan vekili seçildi. Levent Demirer ve Sırrı Gökçen Odyak ise yönetim kurulunda görev alıyor.


Edinilen bilgilere göre, şirketin faaliyetleri; her çeşit gayrimenkulle ilgili menkul mal almak, imal etmek, ipotekler tesis etmek veya kiraya vermek, leasing yapmak veya satmak.


Işıklar Holding'in bünyesinde bulunan Ozışık İnşaat, 200 milyon dolarlık Mus'taki Alpaslan 1 Barajını tamamlayıp, önümüzdeki sene 500 milyon dolarlık yatırımla Alpaslan 2'nin inşaatına başlayacak. Işıklar Park Alışveriş Merkezi Yatırım A.Ş'nin ilk projesi ise Bartın'da 6 bin metrekare kiralanabilir alana sahip bir alışveriş merkezi olacak.



Rıza Kutlu Işık ve Işıklar Holding’in iletişim bilgileri nelerdir?



Işıklar Holding Genel Müdürlük


Adres : Eryılmaz Plaza 34810 Kavacık - İstanbul - Türkiye


Telefon : (90-216) 537 00 00


Faks : (90-216) 537 03 70-71


E-Posta : info@isiklar.com.tr


Web Adresi: www.isiklar.com.tr