Mithat Ağaoğlu yazanlar da vardır ama yanlıştır. Asıl adı Miktat'tır. Ali Ağaoğlu'nun 83 yaşında vefat eden babasıdır.
Miktat Agaoglu Trabzon'un Of ilçesinde 1930'da doğdu, 1946 yılında İstanbul'a geldi. İstanbul'da başlayan iş hayatında kısa sürede başarıya ulaştı. Başta inşaat ve inşaat malzemeleri ticareti olmak üzere sanayi ve ticaret alanlarında elli yıl geçirdi. On yedi yıldır hayır işleriyle uğraşıyordu: İstanbul ve muhtelif illerde çok sayıda Anadolu lisesi ve anaokulları yaptırdı.
Miktat Ağaoğlu'nun Asiye Ağaoğlu ile evliliğinden Türkan, Zeki, Hüseyin ve Ali isminde dört evladı bulunuyordu.
Miktat Ağaoğlu, 22 Eylül 2013 Pazar gece yarısı evinde geçirdiği kalp krizi nedeniyle hayatını kaybetti. Miktat Ağaoğlu 84 yaşındaydı.
KİLİSEYE NEDEN YARDIM ETTİ?
Ali Ağaoğlu'nun 31 yıllık yol arkadaşı Hasan Rahvali, TGRT Haber ekranlarında Basın Odası'nda Ali Ağaoğlu'nun babası Miktat Ağaoğlu'nun başından geçen bir olayı şöyle anlatmıştı. (2013 yılında.)
Bir tatil sabahı, biz gazeteleri okumak için kafe bölümünde oturuyorduk. Miktat amca geldi. Ayağa kalktık. Elini öptük. Ali Bey babasına "nereden geliyorsun" diye sordu. Miktat Amca hacıdır, 5 vakit namazında abdestinde bir insan. Son derece kültürlü, vizyoner, zamanının da iyi tüccarlarından dedi ki "Kilise'den geliyorum". Biz gülmeye başladık, "Kilise de ne işin var Miktat Amca, hayırdır?" diye. Pazar günü bir Hacı'nın Kilise'de ne işi var… "Ne yaptın Kilise'de" dedik; "Papaza biraz yardım yaptım" dedi. İyice merak ettik.
Olay şu. Ne o olduğunu anlattı bize. 10 gün önce bir gece sabah namazı için saatimi kuruyorum. Ama bir gece yarısı bir ses duydum, "Miktat kalk borcunu öde" diye. O kadar net duydum ki sesi, uykumdan uyandırdı beni. Kalktım, sabaha kadar düşündüm, bir yere borcum kalmış ki böyle bir ses duydum. Düşündüm ama bulamadım. Bir kaç gün sonra yine aynı şeyi yaşadım. Bu sefer ürkerek uyandım. Acaba hayal mi görüyorum, başka bir şey mi var. O zaman şu aklıma geldi. Ticaret yaparken bir gayri müslüm ile alış veriş yapıyor. Tedarikçilerden biri gayrimüslüm. Adam kamyonuyla geliyor. Mal indiriyor. Bir hafta önce getirdiğinin parasını alıyor. O haftanın parasını da bir sonraki cumartesi almak üzere gidiyor.
Ama hafta arası gazetede bir haber görüyor. Bu mal bırakan tedarikçi hukuksal bir olaya karışıyor ve tutuklanıyor. Bir daha da gelmiyor. Mithat Bey de arıyor ama bulamıyor. Parayı da ödeyemiyor haliyle. Eğer ben ulaşabilseydim, paramı ödeseydim, ihtiyacını giderdikten sonra bu insan fazla parasıyla ne yapardı diye düşünüyor.
Karar verdikten sonra da çevresindekilere soruyor. Arkadaşlarına danışıyor. Eşine dostuna soruyor. Sonuçta kendi cemaatine yardımda bulunurdu bu kişi. Ölüp kaldığı da belli değil. O zaman diyor ben onun bağlı olduğu cemaat kilisesine gideyim para bağışlayayım.
OĞLU ALİ
Ali Ağaoğlu, 3 Mart 1954 tarihinde, Trabzon’a bağlı olan Of ilçesinde dünyaya geldi. Babası Mithat Ağaoğlu, İstanbul’da döneminin tanınmış müteahhitleri arasındaydı. Babasının da etkisiyle gençlik yıllarında bir yandan okuyup bir yandan da inşaatlarda bu mesleği temelden öğrenen Ali Ağaoğlu, 1975 yılında babasının geçirdiği ciddi bir kalp rahatsızlığı sonrasında bir süreliğine aile işlerinin başına geçti; bu dönemde iş yükünden dolayı liseyi yarıda bırakmak zorunda kalmıştı.
Babasından ise ticari anlamda yollarını 1977 yılında ayırdı.
