Tebernüş Kireççi'ye SORU SOR

Mahmut Nedim Paşa Yalısı

Osmanlı’nın Viyana Büyükelçisi Mahmut Nedim Paşa’nın Viyana ve Prag’daki binalardan etkilenerek yaptırdığı kulesiyle dikkat çeken yalıdır. Üç kez kül olan yalı, Yalçın Sabancı tarafından 2004 yılında 4 trilyon liraya satın alınmıştır.



Mahmut Nedim Paşa Yalısı
Mahmut Nedim Paşa Yalısı



Mahmut Nedim Paşa Yalısı nerededir?



Mahmut Nedim Paşa Yalısı; İstanbul Boğazı’nın Anadolu yakasında Üsküdar Vaniköy Caddesi üzerinde  Viyana Sefiri Mahmut Nedim Paşa tarafından 1850 tarihlerinde yaptırılmıştır. 



Mahmut Nedim Paşa Yalısı’nın mimari özellikleri nelerdir?



Daha evvel burada bulunan ve Mahmut Nedim Paşa’nın büyükbabası Selim Sabit Efendi’ye ait olan yalı yıkılmış; çevresindeki yalıların da arsaları satın alınarak, bugünkü yapı inşa edilmiştir. Yalı eklektik üslupta, harem ve selamlık olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Yalının cadde yönünde Ağalar Odası, selamlığın bahçesinde ise yalının müştemilatından olan ve yakın tarihlerde restore edilen, özgünlüğünü yitirmiş bir yapı vardır. Yalı, iç sofalı plan düzeninde, geleneksel Osmanlı ev mimarisinde yapılmıştır. Klasik üslupta, bağdadi sıvalı ahşap karkas sistemi uygulanmıştır. 


Yalının 13 odası ile iki sofası bulunmaktadır. Yapıda, iki katlı haremin bir bölümünü oluşturan ve harem ile içeriden bağlantısı bulunan üç katlı, üzeri piramidal külahlı, bir kule dikkat çekmektedir. Bu kulenin her katında bir oda vardır. 


Mimar Behçet Ünsal,  Mahmut Nedim Paşa Yalısı için  ”Garip külahlı kulesi ile esas yalı birbirine yabancı kalmaktadır; Boğaziçi’nin doğası ile anlaşmayan bir  itbal yapısıdır” der.


Harem bölümü odalarının tavanları, geniş ve uzun tahtalardan oluşturulmuş, geometrik desenlerle tezyin edilmiştir. Yapının her iki katı birbirinden sade bir silme ile ayrılmış; cephelere, altlı üstlü dikdörtgen söveli, altışar pencere açılmıştır. Hamam ve mutfak kısımları, haremin zemin kat sofası ile bağlantılıdır. İki bölümlü hamam, dökme mozaik zeminlidir. 


Yapının katları birbirinden sade bir silme ile ayrılmış ve cephelere altlı üstlü dikdörtgen söveli, altışar pencere açılmıştır. Hamam ve mutfak kısımları, haremin zemin kat sofası ile bağlantılıdır. İki bölümlü hamam, dökme mozaik zeminlidir. Mutfak bölümü, gördüğü onarımlarla özgünlüğünü kaybetmiştir.


Mutfak bölümü, gördüğü onarımlarla özgünlüğünü kaybetmiştir. Yalının selamlık bölümü 1960’lı yıllarda yanmış, Y. Mimar Sedat Hakkı Eldem tarafından eski yerinden biraz daha geriye çekilerek, yeniden yapılmıştır. Bu bölüm, denize bakan cephesi ve çatısı dışında tümüyle değiştirilmiştir. Eski kaynaklarda, yalının içeriye kadar uzanan geniş bir kayıkhanesinin olduğu ve buraya iki saltanat kayığının sığdığından bahsedilmektedir. Yapının bahçesinde, bir de selsebili vardır. Bahçenin harem bölümüne bitişik küçük bir yapı daha bulunmaktadır. Günümüzde değişikliğe uğramış bu yapının, Mahmut Nedim Paşa’nın oğlu Prof. Nebil Bilhan’ın Kütüphanesi olduğu söylenmektedir. 

Harem bölümü uzun yıllar Kızılay Hemşire Yurdu olarak kullanılmıştır. 



Mahmut Nedim Paşa Yalısı’nın değeri nedir?



Yalçın Sabancı’nın 2004 yılında 7 milyon dolara (4 trilyon lira) satın aldığı Mahmut Nedim Paşa Yalısı’nın, geçirdiği restorasyon sonrası bugünkü değeri 65 milyon dolardır.



Mahmut Nedim Paşa Yalısı



Mahmut Nedim Paşa Yalısı hangi haberlere konu oldu?



Vaniköy'deki ünlü Mahmud Nedim Paşa Yalısı, 3 kez kül oldu! (Takvim Gazetesi, Ağustos 2012)


Her seferinde yangının nasıl çıktığı gizli kaldı. Bir dönem hemşire okulu olarak da kullanılan 12 odalı yalı, İstanbul'un en özel yapılarından biri...


Osmanlı'nın Viyana Büyükelçisi Mahmut Nedim Paşa tarafından 1800'lü yılların ortalarında yaptırılan yalının en dikkat çekici özelliği, Paşa'nın yaşadığı kentler olan Viyana ve Prag'daki mimariden etkilenmesi olarak gösterildi. Paşa, Osmanlı'da valilik ve sadrazamlık görevlerinde de bulundu. Rus yanlısı politikaları dolayısıyla Nedimof olarak adlandırılan Paşanın türbesi Garanti Bankası Nuruosmaniye şubesinin yanında bulunmakta. Cadı külahlı yalı, birçok kez yandı. Bugüne kadar 3 kez restore edilen yalının haremlik bölümü, Sivri çatısı ve kulesiyle Boğaziçi mimarisine uygun olmadığı tarihçiler tarafından da kabul gördü. Torunları tarafından Kızılay'a bağışlanan yalı 20. Dünya Savaşı sırasında hemşirelik okulu olarak kullanıldı. Burada yetişen hemşireler Türkiye'nin dört bir yanı başta olmak üzere, Avrupa ülkelerine gönderildi. Vaniköy'de bulunan bu özel mimarili yapıda yaşayanlar, kısa süreli sağlık problemleri yaşadı. Yalının son sahibi ise Sabancı ailesi. Yalçın Sabancı, bu özel yalıyı 2004 yılında 4 trilyon lira karşılığında satın aldı.



Mahmut Nedim Paşa kimdir?



Mahmut Nedim Paşa (d. 1818- ö. 14 Mayıs 1883) Abdülaziz saltanatında 2 değişik dönemde toplam bir yıl yedi ay on bir gün sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır.


1818 yılında doğan Mahmud Nedim Paşa Şam ve Bağdat valilikleri yapmış olan vezir rütbeli Gürcü Mehmet Necip Paşa'nın küçük oğluydu.


Eğitimini bitirince devlet memuriyetine girdi. Mektub-i Sedaret ve amedi kalemlerine girdi ve Bursalı Said Paşa'ya pan katibi oldu. Sonra mektub-i sedaret yardımcısı oldu. Sonra sırasıyla Şubat 1847'de mektub-i sedaret muavini; (Şubat 1847'de) sedaret mektupçusu; Mayıs 1849'da Divan-ı Humayun amedi yardımcısı, Aralık 1849'da amedi ve 1853'de beylikçi yapıldı. Temmuz 1854'den itibaren sedaret müsteşarlığına ve Temmuz 1854'den itibaren de Hariciye Nazırlığı müsteşarlığına getirildi.


Şubat 1825'de vezir şeref ünvanı verilerek Sayda valisi tayin edildi ve sırasıyla Kasım 1855'de Şam valisi ve Şubat 1858'de İzmir valisi tayin edildi. Sonra İstanbul'a geçti. Şubat 1858;'de Meclis'i Tanzimat üyesi ve Nisan 1858'de Hariciye Nazırı Keçecizade Fuat Paşa Paris'e gittiğinde vekaletle Hariciye Nazırı olarak çalıştı. Ağustos 1858'de Ticaret Nazırı olarak tayin edilip Aralık 1859'da azledilince kadar görev yaptı. Temmuz 1860'da kendi isteği ile Trablusgarp valisi yapıldı ve burada 7 yıl valilik yaptı. 18676'de İstanbul'a döndü ve Haziran 1867'de Meclis'i Vala üyeliğine tayin edildi. Ağustos 1867'de Devai Nazırı ve Mart 1868'de ikinci kez sedaret müsteşarı oldu. Hakkı Paşa öldükten sonra doğrudan doğruya saray tarafından Bahriye Nazırı yapıldı.


Sultan Abdülaziz'le yakın ilişkiler kurmuştu. Padişah'ın hiç denetimsiz monarşik idare hakkı olduğu telkini yapmaktaydı. Bu nedenle Abdülaziz'in gözüne girmişti. Sadrazam Mehmed Emin Âli Paşa|Âli Paşa 7 Eylül 1871'de öldüğünde Abdülaziz'in şahsi tercihi ile birinci kez sadrazamlığa getirildi. İlk icraatı daha önce Osmanlı devletinin batı Avrupa devletlerine dayanan politikasını tayin eden Âli Paşa'nın siyasetlerini değiştirmeye çalışmak oldu. Ama önceki işi Âli Paşa'nın ailesini, dostlarını ve devlet içinde birlikte çalıştığı iş arkadaşlarını görevlerinden ayırmak oldu. Dış siyasetinde o zamanki Rusya büyükelçisi Nikolay Pavloviç İgnatyev'ye yakın bağlılık gösterip Osmanlı Devleti dış siyasetini Rusya dış siyasetini takip eder bir devlet şekline soktu. Bu Rusya sevgisi yüzünden İstanbul siyasi çevrelerinde lakabı "Nedimoff"'a çıktı. Bu da Osmanlı devletinin batı Avrupa devletleri yanında itibarının kırılmasına ve devletin yanlız kalmasına sebep oldu. İçişlerinde takip ettiği hiç sorumsuz merkeziyetçi yanlış siyaset Abdülaziz'in halkın sevgisini kaybetmesine ve özellikle Balkanlarda milliyetçiliğinin önem kazanmasına neden oldu. Bu kötü gidişat Mithat Paşa tarafından Abdülaziz'e bildirilip sultan uyarıldı. Bunun üzerine 31 Temmuz 1872'de Abdülaziz, Mahmud Nedim Paşa'yı sadrazamlıktan azletti.


Temmuz 1872'de Kona Kastamonu valiliği verildi ve böylece İstanbul'dan uzaklaştırıldı. Fakat yeni sadrazam olan Mithat Paşa onun sadrazamlığı sıralarda yaptığı yolsuzlukların ve Hazine-i Maliye'yi soktuğu zararların hesabının sorulmasında ısrar ettiği için İstanbul'a geri çağrıldı. Fakat yapılan araştırmalar sonunda bir sonuç alınamadı ve Mahmud Nedim Paşa Trabzon'a zorunlu sürgüne gönderildi. Ekim 1873'de Adana valiliğine tayin edildi. Tam bu sırada Hersek isyanı çıktı ve ülke büyük bir siyasi kriz içine girdi. Sultan Abdulaziz, Mahmud Nedim Paşa'nın Rusya yakınlığını bildiği için ve bu yakınlık dolayısıyla bu isyana Rusya'nın karışmasını önleyeceğini sandığı için Mahmud Nedim Paşa'yı 21 Ağustos 1875'de İstanbul'a çağırttı. Ona Şura-yı Devlet üyeliği görevi verildi.


Mahmud Nedim Paşa eğer kendisine iktidar verilirse Hersek isyanı meselesini 15-20 günde çözebileceğini Abdülaziz'e bildirince, Sultan'ın istğiyle 26 Ağustos 1875'de ikinci kez sadrazamlığa getirildi. Fakat sadarzam olduğunda Hersek isyanını bastıramadı. Bu yetmezmiş gibi ayaklanmalar Sırbistan, Bulgaristan ve diğer bölgelere de yayılmaya başladı. Mahmut Nedim Paşa'nın bunlara karşı aldığı tedbirler hep boşa gitti. Ayaklanmalar dolayısıyla gereken yüksek askeri harcamalar devlet maliyesini sarstı. Yeni vergiler koymak imkanı yoktu ve o zamana kadar devlet maliyesi yüksek faizlerle dış borç almaya dayanmakta idi. Mahmud Nedim Paşa dış borç alınmasında Osmanlı devleti tahvilleri için gayet yüksek faiz ödemekten kaçınmak için devlet dış tahvillerinin faizini (dış piyasalarda geçen) ama eskisinden %50 daha düşük olan faizlere indirdi. Bu Avrupa'da Osmanlı tahvilleri satın alan ve gayet yüksek faiz gelirinden istifade eden Batı Avrupa bankaları ve maliyecilerinin ve ülke içinde ellerinde fonları olup bunları yüksek faizli Osmanlı devleti tahvilleri ile nemalandıran küçük bir iç rantiyer-maliyeci tabakasının büyük tepkilerine neden oldu. Bu arada medrese öğrencileri de derslerine girmeyip Fatih ve Beyazıt meydanlarında gösteriler yaptılar. Bu başarısızlıklar nedeniyle 12 Mayıs 1876'da sadrazamlıktan azledildi.


Önce Çeşme'ye sürgüne gönderildi. Oradan da sürgün yeri Sakız Adası'na çevrildi. 31 Ağustos 1876'da II. Abdülhamit padişah olduktan sonra affedildi. Birinci meşrutiyet kurulması, "Doksan-Üç-Osmanlı-Rus Savaşı"'nın kaybı ve 11 Şubat 1878'den itibaren II. Abdülhamit idaresinin başlamasından sonra 1879 başlarında Mahmut Nedim Paşa Musul valisi olarak tayin edildi. Ama hemen ardından İstanbul'a dönmesi emri gönderildi. Sadrazam olan Ahmed Arifi Paşa'nın muhalefetine rağmen 1879 sonlarında Mahmut Nedim Paşa Dahiliye Nazırı olarak göreve getirildi. Bu görevde iken 1882 sonlarında hastalandı ve hastalığı uzun sürdüğü için görevinden alındı.

14 Mayıs 1883'de vefat etti. Mahmudiye Caddesi üzerinde bulunan türbesine gömüldü.

Sicill-i Osmani'de şöyle değerlendirilir: “Cömert, zekî, şair, kâtipti.”


Orta derecede bir şair ve yazar olduğu belirtilmektedir. Bir panı bulunmaktadır. Hikaye-i Melik-i Muzaffer ve Ayine ve Hasbıhal adlı popüler okuyucuya hitap eden basılmış eserleri bulunur. Kendisine yöneltilen suçlamaları inceleyip redden Reddiye adlı bir polemik kitabı basılmıştır.


Osmanlı’nın Viyana Büyükelçisi Mahmut Nedim Paşa tarafından yaptırılan yalının en dikkat çekici özelliği, Paşa’nın yaşadığı şehirler olan Viyana ve Prag’daki binalardan etkilenerek yaptırdığı kulesi. Paşa, Osmanlı’da valilik ve sadrazamlık görevlerinde de bulunmuş. Rus yanlısı politikaları dolayısıyla Nedimof olarak adlandırılmış.

Paşanın türbesi Garanti Bankası Nuruosmaniye şubesinin yanında bulunuyor. Torunları tarafından Kızılay’a bağışlanan yalı 2004’te üç milyon dolar karşılığında Yalçın Sabancı’ya satıldı. (Kaynak: Vikipedi)