Tebernüş Kireççi'ye SORU SOR

Hevsel Bahçeleri - Baxçeyên Hewselê - Diyarbakır

Diyarbakır’ın Mardinkapı bölgesindeki 700 hektarlık alandır. 8 bin yıllık Hevsel Bahçeleri, Kültür ve Turizm Bakanlığı Dünya Miras Geçici Listesi'nde bulunan ve Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Kurumu (UNESCO) Dünya Mirası asıl listeye alınması istenen Diyarbakır Kalesi ile birlikte UNESCO’nun listesine katılmak isteniyor.



Hevsel Bahçeleri - Baxçeyên Hewselê  - Diyarbakır

Hevsel Bahçeleri



Hevsel Bahçeleri’nin tarihçesi nedir? 


8 bin yıllık Hevsel Bahçeleri, Diyarbakır'ın güneybatısında yer alır. Dicle Nehri'nin debisinin azalmasıyla oluşan delta, zamanla verimli bostan ve bahçelere dönüştü. 700 hektarlık alanı kaplayan Hevsel Bahçeleri 1960'lı yıllara kadar Kürtçe'de adına "Hoser" denen sık ağaçlıklı bu alan, süreç içinde Hewsel, Esfel gibi adlar aldı. Kürtçe adı; Baxçeyên Hewselê'dir... 


Uzun yıllar şehrin bütün sebze ve meyve ihtiyacı bu bahçelerden sağlandı. Dicle Nehri kıyılarındaki bahçelerde güvercin gübresinden yararlanılarak ünlü Diyarbakır karpuzları yetiştirildi. Kent halkı eskiden Hevsel'in nehre yakın yerlerinde yazları kamıştan ve tahtadan yapılan hüllelerde serinlerdi.



Evliya Çelebi, Hevsel Bahçeleri’ni nasıl kaydetti? 


Şehre Urfa ve Karacadağ istikametinden gelen Evliya Çelebi, patlıcan tarlalarını görür, "Eyvah!" der ve ekler; "Burada bana çok iş düşeceğe benzer. Asık suratlı ve mide şikayeti olan insanlarla karşılaşacağım"... Kente giren  Çelebi, yanağından kan fışkıracak gibi sağlıklı ve gürbüz insanları görünce şaşırır. Sonra Mardinkapı'dan çıkıp da Hevsel Bahçeleri'ni ve Dicle kıyısındaki karpuz bostanlarını görünce sırra vakıf olur ve der ki; "Demek ki patlıcanın zararlarını bu bahçelerde yetişen karpuzlar gideriyor". (Kaynak: Diyarbakır Gezi Rehberi, 2011, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi)



Hevsel Bahçeleri’nin özellikleri nelerdir? 


Dicle Nehri'nin kıyısında, Kale ile Dicle Nehri arasındaki alanda bereketli alüvyonların yığıldığı topraklarda bulunan ve kentin kurulduğu günden bu yana besin kaynağı olan çok önemli bir yeşil kuşak


Hevsel bahçeleri Diyarbakır'la özdeşleşmiş bir ad. Tıpkı kadim surları ve beş yüz yıllık Seman Köşkü (Gazi Köşkü) gibi. Diyarbakırlılar yıllar yılı sebzenin, meyvenin, Dicle'nin kıyısında yetişen kavun ve karpuzların en hoşunu, en tatlısını Hevsel bahçelerinden beklerlerdi. Yıllar yılları kovaladı ve sonra da bahçelerde yetişen bu meyve ve sebzelerden geriye, sadece tadına doyum olmaz göbekli marullar kaldı. Zamanla, budanan ağaçlardan ve onların yerine inşa edilen evlerden sonra, Hevsel bahçeleri artık, zaman zaman, Gazi Köşkü'nün tepesinden seyrine durulan nostaljik bir alana ve anıya dönüştü. 


Coğrafyalar şekillenir ve tarihsel milatlarını bilemeyeceğimiz zamanların ve tanımlanması zor asırların kahrını ve belki de kutsallığını, yüzyıllar boyunca yeni çağlara ve zamanlara taşır dururlar. İşte Dicle ve Fırat, onları doğuran kaynaklardan taşarak, uçsuz bucaksız ovalara, topraklara ulaşan köyler uzun bir yolculuğun ve Hevsel'den de geçen o yumuşak serinliğin ve bereketin de adıdır. 



Hevsel Bahçeleri’nin UNESCO listesine girmesi için ne tür çalışmalar yapıldı? 


Anadolu Ajansı’nın (A.A.) 25 Ekim 2013 tarihli haberine göre; Dünya Kültür Miras Geçici Listesi'nde yer alan Diyarbakır Surları ile 8 bin yıllık Hevsel Bahçeleri de UNESCO'ya aday gösterildi.


Dünya Kültür Miras Geçici Listesi'nde yer alan Diyarbakır Surları ile 8 bin yıllık Hevsel Bahçeleri de UNESCO'ya aday gösterildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı Dünya Miras Geçici Listesi'nde bulunan ve Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Kurumu (UNESCO) Dünya Mirası asıl listeye alınması için çalışmaların aralıksız devam ettiği dünyaca ünlü Diyarbakır Surları'nın yanısıra 700 hektarlık alanı kaplayan Hevsel Bahçeleri de UNESCO başvuru dosyasına eklendi. "Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri Kültürel Peyzajı" ismiyle hazırlanan taslak dosya, Kültür ve Turizm Bakanlığı aracılığıyla UNESCO'ya sunuldu.


Diyarbakır Kalesi ve Surları Alan Başkanı Nevin Soyukaya, yaptığı açıklamada Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri'nin Dünya Kültür Mirası'na aday olduğunu ifade ederek, taslak dosyayı Kültür ve Turizm Bakanlığı üzerinden UNESCO'ya sunduklarını bildirdi.


Geçen yıl Kültür ve Turizm Bakanlığı himayesinde, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi bünyesinde kurulan Alan Yönetim Birimi ile Diyarbakır Surları ve Kalesi'nin, Dünya Kültür Miras Listesi'ne alınması için UNESCO'ya sunulmak üzere, Diyarbakır Valiliğince, kentteki tüm kurum, kuruluş ve sivil toplum örgütlerinin desteğiyle plan ve dosya hazırlandığını belirten Soyukaya, bu kapsamda nisan ayında uluslararası bir toplantı düzenlendiğini anımsattı.


Soyukaya, UNESCO'ya bağlı kalelerle ilgili teknik heyet olan ICOFORT delegasyonu ile Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi (ICOMOS) ve Türkiye ICOMOS ekiplerinin katılımıyla gerçekleştirilen toplantıya, 15'i aşkın ülkeden 70'i yabancı 200 uzmanın katıldığını ifade ederek, Diyarbakır Kalesi ve Diyarbakır'ın UNESCO sürecinin tartışıldığını kaydetti.


Toplantı sonucunda ortaya çıkan bazı önerileri değerlendirdiklerini anlatan Soyukaya, "Bu öneriler başında özellikle ICOMOS ve UNESCO uzmanlarının önerisi olan Diyarbakır Kalesi ile Hevsel Bahçeleri'ni de dosyaya dahil etmemiz geliyordu. Biz de bu öneriyi Kültür ve Turizm Bakanlığı ile yeniden değerlendirdik. Bunun çok doğru, yerinde bir öneri olduğuna karar verdik. Ondan sonra da alan sınırımızı değiştirdik. Bu kez dünya mirası olarak UNESCO dosyamızı 'Hevsel Bahçeleri ve Diyarbakır Kalesi' olarak hazırladık. 'Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri Kültürel Peyzajı" adıyla da UNESCO dosyamızı hazırladık" dedi.



Kentin besin kaynağı


Soyukaya, Diyarbakır Kalesi'nin bütünlüklü olarak korunup günümüze kadar gelişi, malzemesi, mimarisi, üzerindeki yazıt kuşağı, kabartma ve bezemeleriyle sadece bir savunma yapısı değil, çok ciddi belge niteliği taşıyan kültürel değer olduğunu belirterek, 8 bin yıllık kentle var olan diğer öğenin ise Hevsel Bahçeleri olduğunu kaydetti.


Hevsel Bahçeleri'nin Dicle Nehri'nin kıyısında, Kale ile Dicle Nehri arasındaki alanda bereketli alüvyonların yığıldığı topraklarda bulunan ve kentin kurulduğu günden bu yana besin kaynağı olan çok önemli bir yeşil kuşak olduğunu dile getiren Soyukaya, şöyle konuştu:


"Yurt dışından gelen uzmanlarımız da var olduğu günden bugüne korunmuş çok nadir örneklerden biri olarak yorumladıkları Hevsel Bahçeleri'ni özellikle sunmamızı tavsiye etmişlerdi. Bu nedenle Hevsel'i dünya mirası olarak sunduk. Dicle Nehri, Hevsel ve Kale'yi düşünmeden kenti düşünmemiz mümkün değil. Diyarbakır'ı besleyen bu unsurlar olmasaydı belki bu kadar uzun yıllar doğduğu yerde yaşayamazdı. Biz de bu iki özel değeri kültürel peyzaj olarak UNESCO'ya Kültür ve Turizm Bakanlığı üzerinden sunmuş olduk. Hevsel Bahçeleri 700 hektarlık bir alanı kapsıyor. Diyarbakır Surları ise yaklaşık 6 kilometrelik uzunlukta. Dünyada her iki değerin bire bir benzeri yok. Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri'ni özel kılan sadece büyüklüğü değil, inşa edildiği günden bugüne kadar bütüncül olarak korunarak günümüze kadar gelmiş olmasıdır. İşlevini yitirmeden yaşıyor olmasıdır. Hevsel Bahçeleri ise hala Diyarbakır'ın sebze ve meyve ihtiyacını bir nebze de olsa karşılıyor."



Paris'te UNESCO'ya yakın markaj


Soyukaya, taslak dosyayı bir süre önce UNESCO'ya sunduklarını ifade ederek, "Hazırlanan dosyayı Kültür ve Turizm Bakanlığına sunduk. Bakanlık da Dışişleri Bakanlığımız üzerinden UNESCO'ya sundu. Taslak dosyayı bire bir görüşebilmek için Paris'te uzmanlardan randevu aldık. 30 Ekim'de bu görüşmeleri yapmak üzere belediyeden bir heyet Paris'e gidecek. Oradan aldığımız öneri ve eleştiriler doğrultusunda nihai dosyamızı hazırlamaya başlayacağız. Nihai dosyayı da şubat ayında sunucağız. Dosyamızın onaylanması durumunda Diyarbakır'ın, Dünya Kültür Mirası olarak tüm dünyada anılan ender kentlerden biri olacağını umuyoruz" diye konuştu.