Tebernüş Kireççi'ye SORU SOR

Cemevi mimarisi nasıldır? - Cemevi sayısı kaçtır?

Cemevi; Aleviliğin başlıca ibadet mekanıdır.



Alevilerin zikir yaptıkları, hak ile batıl alanı ayırdıkları, ölmeden önce öldükleri, sorguya çekilip soruldukları ya da bağlama çalarak, karşılama ya da semah oynadıkları ibadethâne. 

Cemevi mimarisi nasıldır? - Cemevi sayısı kaçtır?


Cemevine girmenin her ibadet mekânı gibi bir adabı vardır. 


İbadet mekânları da İran, Irak, Azerbaycan, Lübnan Şiîlerinin camisinin Anadolu'ya yansıması "Cemevi" şeklinde olmuştur.


İbadethaneliğinin kanunlaşması tartışması yılllardır sürmektedir. Cem Arapça'da "toplantı" demek, camii de "toplanılan yer" demektir. Bu yüzden camii ile cem evi aslında aynı anlama gelmektedir. Cemleri özgün haliyle yaşayan yol-erkan sürdüren ocaklar ve cemevleri Anadolu'da mevcuttur.


SAYILARI


Türkiye'de hangi ilde kaç cemevi var? (Mart 2013 rakamları.)


Türkiye genelindeki 81 bin 937 camiye karşılık 937 cemevi bulunuyor. 31 ilde ise hiç cemevi yok. İşte il il cemevleri listesi:


CHP Tunceli milletvekili Hüseyin Aygün İçişleri Bakanlığı’ndan Türkiye'deki cemevleri sayısını çıkarttırdı. Buna göre;


* 81 ilde toplam 937 cemevi var. 
* 31 ilde cemevi yok. 
* Tokat, 172 cemevi ile ilk sırada. 


Aygün, Bilgi Edinme Yasası kapsamında Türkiye’deki cemevleri sayısal profilini ortaya çıkardı.  3 bin 113 caminin bulunduğu İstanbul’da cemevi sayısı 64. 


Tunceli’de cem evi sayısı 8. İki adet cemevi inşaatı sürüyor. Tekirdağ’da da üçüncü bir cemevi için inşaatı yapılıyor.


31 İLDE CEMEVİ YOK


Aygün aktardığı verilere göre 81 ilin 31’inde Alevilerin mekansal imkan olarak kendilerini ifade edebilecekleri hiçbir yer bulunmuyor. 


Bu iller ise şöyle;


Afyonkarahisar, Ağrı, Artvin, Bilecik, Bitlis, Bolu, Erzurum, Giresun, Hakkari, Hatay, Kars, Kastamonu, Kırklareli, Kırşehir, Mardin, Muğla, Niğde, Rize, Siirt, Sinop, Trabzon, Van, Aksaray, Karaman, Batman, Şırnak, Bartın, Karabük, Kilis, Düzce


CAMİSİ OLMAYAN YER YOK


Diyanet İşleri Başkanlığı’nın verdiği istatistiklerine göre, Türkiye’de toplam 82 bin 693 cami bulunmakta ve en çok cami 3 bin 113 ile İstanbul ilk sırada yer almaktadır. Camisi olmayan il ise bulunmuyor.


CHP'li Aygün, cami ve cemevi sayısını verdiği açıklamasında şunları söylüyor;


-"Cami ve cemevlerine dair vermiş olduğumuz sayısal veya nicel veriler ikisinden birini diğerine indirgemek ya da birini diğerine alternatif olarak göstermek değildir. Tam tersine eşit haklar perspektifinden, eşitlik ilkesinin tam gözetir nitelikte hiçbir zaman uygulanmadığını nicel ya da sayısal veriler aracılığı ile görünür kılmaya çalışmaktır."


EN ÇOK CEMEVİ OLAN 3 İL


En çok Cemevinin bulunduğu ilk üç il Tokat (172), Çorum (90) ve Sivas (71). İstanbul’da ise 64 Cem Evi var. İçişleri Bakanlığı, İller İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan 08.03.2013 tarihli Türkiye genelindeki cemevi sayısı ve illere göre dağılım tablosu şöyle:


Amasya (49), Ankara (40), Antalya (7), Aydın (13), Balıkesir (19), Bingöl (3), Burdur (1), Bursa (12), Çanakkale (1), Çankırı (8), Denizli (4), Diyarbakır (3), Edirne (1), Elazığ (6), Erzincan (13), Eskişehir (22), Gaziantep (8), Gümüşhane (1), Isparta (9), mersin (3), İzmir (26), Kayseri (4), Kocaeli (11), Konya (1), Kütahya (8), Malatya (18), Manisa (10), Muş (15), Nevşehir (8), Ordu (30), Sakarya (1), Samsun (17), Tekirdağ (2), Tunceli (8), Şanlıurfa (4), Uşak (1), Yozgat (36), Zonguldak (10), Bayburt (4), Kırıkkale (10), Ardahan (19), Yalova (2), Osmaniye (1).



MİMARİ ÖZELLİKLERİ


Cemevi cemin yapıldığı mekânın adıdır. Tarihler boyunca mekânın şekli değişmiş olsa da ibadetin içeriği değişmemiştir. Bugüne kadar bu konuda yeterli bilimsel araştırmalar yapılmamış olması; cemevlerinin mimari geçmişleri, tarihsel konumları, isim farklılıkları, tarihsel metinlerdeki yerleri üzerinde yeterli envanter elde edilmemiş olması, temel gerçekleri değiştirmez.


Aleviler ibadetlerini bin bir zorluk içinde yapmak zorunda bırakılmışlardır.  Kimi zaman Aleviler cemlerini bir köydeki bir evin en büyük odasında yapmak zorunda kalmışlar ve zamanla o oda cemlerin sürekli yapıldığı bir mekâna, “cemevi”ne dönüşmüştür. Kimi zaman da bir konakta bu ibadeti yerine getirmişlerdir. Ama örneğin İzmir Narlıdere’de Yanyatır Ocağı dedelerinin taliplerinin “Dede Konağı” olarak yaptıkları bina bir cemevidir aslında. Yine göçer bir toplum olarak obadan obaya giden Türkmenlerimizin yanlarında götürdükleri çadırdan birisi de “Cem Çadırı”dır. Ama insanlarımızın sürekli olarak cemlerini yaptıkları, kalıcı, mimari özellikleri olan yüzlerce cemevi örneğimiz vardır.


Başbakanlık Osmanlı Arşivi’ndeki belgelerde; erenlerin, pirlerin, ozanların yaşamlarını anlatan eserlerde; Emevi-Abbasi- Selçuklu- Osmanlı’da Alevi-Bektaşi tarihini anlatan kitaplarda; buyruklarda, erkannamelerde, nefeslerde; Alevilerin-Bektaşilerin ibadet mekânları içinde dergâh, tekke gibi terimler yanı sıra cemevi kelimesi çeşitli engellere, baskılara, yasaklara rağmen sıkça geçmektedir.


Anadolu’da Balkanlar’da, onlarca araştırmacı, yazar, gazeteci, en azından bizlerin gidip gördüğü gibi, halkın çoktan beri “cemevi” olarak nitelendirdikleri yüzlerce binanın olduğunu söylememiz gerekir. Şehir koşullarında modern manada, insanlarımızın ihtiyaçlarına cevap verecek, mimarların yardımıyla hazırlanan cemevleri, elbette bir gereksinimden doğmuştur. Ama CEM Vakfı tarafından hazırlanan Cemevleri Mimari Proje Yarışması  (1996) Kitabı’nda  (CEM Vakfı Yayınları)’da olduğu gibi cemevleriyle ilgili çeşitli projeler hazırlanırken tarihi arka plan da incelenmiştir.


Alevi İslam’ın bir kolu olan Bektaşilik’te tekke ve dergâhlar vardır. Tekke ve dergâhlarda meydanevi vardır. Meydanevi cem salonu, cemevi manalarına gelmektedir. Tüm Anadolu’da ve Balkanlar’da, Mısır’da, Ortadoğu’da binlerce tekke/dergâh’ta meydanlar açılmış yani cemler yapılmıştır. Bunların yüzlercesi bugün ayaktadır. Ayakta olmayan yerle bir edilen veya doğal sebeplerle yok olan, yıkılan, yanan, terk edilen cemevlerinin, meydanevlerinin, tekke ve dergâhların varlığını ortaya koyan eserler belki yeterince yoktur ama bunlardan söz eden yüzlerce eser vardır, seyahatnameler gibi. Örneğin; Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde Alevilerin Bektaşilerin ibadet mekânlarından bolca söz edilmektedir.


Bugün belki sadece türbe bölümleri ayaktadır ama çok sağlam kaynaklarla biliniyor ki; Otman Baba, Akyazılı Sultan, Demir Baba, Musa Baba gibi yüzlerce erenin aynı zamanda isimleriyle anılan mekânlarında meydanevleri/cemevleri mevcuttur. Nihayetinde 1400’lü yıllardan beri ayakta olan Yunanistan Dimetoka yakınlarındaki Kızıldeli (Seyyid Ali Sultan) Dergâhı’ndaki Meydanevi/Cemevi bugün de hizmet vermeye devam etmektedir.


KONUYLA İLGİLİ KAYNAK İÇİN TIKLAYIN


“BİLİNEN EN ESKİ CEMEVİ ONAR KÖYÜ’NDEDİR”


Cemevi mimarisi nasıldır? - Cemevi sayısı kaçtır?


Dr. İsmail Kaygusuz, tarihte bilinen en eski cemevinin Onar Köyü’nde olduğunu açıklayarak; “1224 yılında Selçuklu Sultanı Alaaddin’in Malatya Emiri’nden aldığı “Zaviye Vakıf Belgesi” ile Şeyh Hasan Onar tarafından kurulmuş ve “Şeyh Hasan Oner Zaviyesi”ne ait Büyük Ocak ve daha sonra oğlunun kurduğu Şeyh Bahşiş adlarıyla hala yaşayan iki Meydanevi/Cemevi vardır. 300-400 kişiyi içine alan ve kare planlı bu iki yapının da duvarları penceresizdir. Çok sayıda direklerle –ki bunlardan ortada bulunan kutsal Karadirek adı verilmiş olanın dibindeki postta Cemi yöneten Dede oturur- desteklenmiş kirişlerin üzerine küçülen kareler biçiminde oturtulmuş bu ilkel Selçuklu mimari ev tipinin, kırlangıç ya da bingi çatısı/damı ve ortasında pencere ve baca görevi yapan bir açıklık bulunmaktadır. Küçük çaplı bir yarım kubbenin altında yandan dışarı dönük 50-60 cm. çapında oyulmuş birer delik taş koyulmuştur bu açıklığa. İkisi de kutsal mekânlar olarak, biçimlerini bozmadan onarıla onarıla 787 yıl boyunca “Cemevi” olarak, bugüne kadar yaşatılmıştır. Pir Sultan Abdal’ın da Çaldıran sonrası gizlenme yıllarında Onar Köyü’ne uğradığı söylenmektedir” diye konuştu.


BÜYÜK OCAK CEMEVİNİN MİMARİ ÖZELLİKLERİ


Araştırmacı Yazar İsmail Onarlı, Şeyh Hasan’ın Onar Köyü’nde inşa ettirdiği Cemevi ve Zaviye’nin binası ve müştemilatının adına; Sultan Onar Cemevi ya da Büyük Ocak da denmekte olduğunu belirterek, tarihi Cemevinin mimari özelliklerini şöyle anlatıyor:.


Onar Köyü’ndeki Büyük Ocak Meydan evi’nin yapısal mimari özellikleri üzerinde duracağız. Şeyh Hasan’ın 1224 yılında 12 direkli bir çadır görünümde inşa ettirdiği Sultan Onar Cemevi, Orta-Asya Gök-Tapınakları’na benzemektedir.


Büyük Ocak Tekkesi; 15×17 m2’lik boyutta, kareye yakın dikdörtgen planlı; 1,5 metrelik kalınlıkta2,5 m. yüksekliğinde taş duvarlara bindirilmiş, yedi kat gökyüzünü ifade eden kırlangıç çatı, 12 direk üzerine kubbemsi oturtulmuş, içten çadır görünümlüdür. Koçbaşlı direklerin üstüne kalın Hatıl Ağaçlar atılarak birbirine tutturulmuş; Hatılların üstüne 10-20 cm. aralıklarla Kisek Ağaçlar dizilmiş; Kiseklerin üstüne aralıksız ters yönde Mertek Ağaçlar dizilmiş; Merteklerin üstüne Aruda denen kısa ağaçlar aksi istikâmette sıralanmış; bunların üstüne de Hortut dalları ile ince çubuklar düzgün sıkça serilmiştir. Tüm bunların üstüne de Püşürük denen özel kırmızı toprak ile kıyılmış samanın karışımından olan çamur 15-20 cm. kaplanmış; En üstte yanı Dam’da;20 cm. kalınlığında Caşgan denilen özel killi yağlımsı kaygan toprak dama serilmiştir. Damın üstündeki toprağı yağmura yaşa karşı sıkıştırmak için zil taş da denen granitten yapılmış 50-60 cmçapında 100-120 cm. boyunda silindir şeklinde, loğ denilen kaya kütlesinin iki yanının orta noktaları oyulmuş ve ağaç dil geçen özel bir ağaçtan yapılmış aparatla iki kişinin çektiği bodur sütun durmaktadır, damda…


Yarı kubbeleştirilmiş damın tam orta yerinde taştan oyulmuş bir pencere ve duman deliği vardır. Bu delik Gök-Tapınak’larındaki Tüğünük denen ve evin tabanında yakılan ateşin dumanlarının çıktığı deliğin aynısı olup, güneşin ışınlarını da meydana yansıtan pencere işlevini görmektedir.


Yine kubbemsi damın ortaya yakın bölümünde bütün direklerden daha kalın ve siyah; üzerinde kahve ve kızıl beneklerin olduğu Karadirek denen ve kutsal sayılan bir ağaç direk vardır.


Karadirek Göktapınak’larda simgeleşen kutup yıldızını ve varlık birliğini sembolize eden düşünceyi anlatmaktadır. On iki direkler, On İki İmamları ifade etmektedir. Aynı zamanda On İki Kabile’nin oturduğu gedikleri belirlemekte, on iki hizmet sahiplerini ve ,On İki Post makamını sembolize etmekte ve daire de oturma konumlarını belirtmektedir.


Cemevi’nin önünde; yemek pişirme yeri, aşevi, ekmek pişirme ocağı, kiler, hamam, helâ, çamaşırhane gibi odacıklar vardır. Sağ yanda iki katlı tekkeşinevi, ahır, samanlık, odunluk, misafirhane vardır. Sol yanda ise bahçe vardır…


Mimari özelliklerini betimlediğimiz Şeyh Hasan’ın Onar Köyü”ndeki ilk evi dediğimiz ya da tarihi kayıtlarda Onar Zaviyesi olarak geçen, halk arasında ise Büyük Ocak denilen yapı Selçuklu’ların ilk köyde inşa edilen Aristokrat bir Türkmen Beyi’nin malikhânesi (konutu) ve dini ibadet mekânı yani (Türkmen Kocalarının toplantı yaptıkları Meclis Salonu) panıdır. (14 Eylül 2011, Malatya Güncel)



Kültür Bakanlığı Kültür ve Tabiat Varliklarini Koruma eski Genel Müdürü, mimar Kemal Soyer ise, cemevi mimarisi hakkında şunları yazıyor:



Cem Evi Mimarisi:



Anadolu’da bilimsel kazılarla bulunabilen en eski tapınak örnekleri İ.Ö.9-10.cu bin yıla tarihlendirilen Şanlıurfa Nevali Çori ve Göbeklitepe ile İ.Ö.6.cı bine tarihli Konya Çatalhöyük tapınakları olup,Hatti-Hitit,Urartu dönemi tapınaklarının onlarca güzel örnekleri de açığa çıkarılmıştır.



Göbeklitepe’nin (T) formlu tapınak direklerinde Gök Tanrısı’nı sembolize eden boğa, arslan ve turna figürleri yer almıştır. Alevilikte turna, Hz.Şah’ın avazı ile adini taşıyan kutsal bir sembol olarak yer almış, arslan ise “Allahın Arslanı“ veya tasiyicisi sıfatıyla tanriyi sembolize etmiştir.Nevali Çori, Beycesultan, Kaniş ,Alacahöyük ve Çatalhöyük tapınakları ölçek, form ve strüktür olarak büyük ölçekli geleneksel Anadolu konutlarının karekteristik özelliklerini taşımaktadır.Neolitik Dönem tapınaklarınin mihraplarında daima tanri-tanrica heykelleri yer almis,bu konu Alevilikteki Mihman Tanri -Mihman Ali motifiyle yasatilarak günümüze tasinmistir.Gök Tanrisi’nin Ali Sir-i Yezdan sani Hatti Günes Tanrisi Estan’i temsil eden arslan motifinin yer aldigi Göbeklitepe tapinaklariyla on iki bin yillik bir kökene inmektedir.



Tapınak direklerine asılan -kazinan boğa ve geyik gibi tanrı sembolleri Dersim Pir Sultan Cem Evi, Zile Acısu Cem Evi, Tokat, Sivas, Çorum, Safranbolu,Trabzon, Amasya, Erzurum, Hınıs,Kars, Muş, Varto, Bingöl, Kayseri, Adıyaman, Kahramanmaraş, Elbistan, Siirt, Bitlis, Diyarbakır, İzmir, Antalya,Balıkesir gibi yurt genelinde yer alan geleneksel yapıların cephelerine asılan koç, boğa ve geyik boynuzlarıyla günümüze ulaşmıştır.



On bin yıllık Nevali Çori Tapınağı Anadolu Cem Evleri gibi T formlu direkler üzerinde tasinan toprak damlı  olup, duvarlarında pencere bulunmayan yapının Hacı Bektaş-í Veli Asitanesi Meydan veya Cem Evi gibi tepe pencereli kırlangıç örtülü bir tavandan aydınlatıldığı anlaşılmaktadır.Cem Evi gibi sedirli olan ve mihrabında tanrı heykeli bulunan yapıda cemaatin oturumu Alevi ve Bektaşi Ayin-i Cemi gibi yüz yüze veya cemal cemale ibadet edecek düzende konumlandırılmıştır.



Hititlerin Kayseri Kaniş ,Urartuların Erzincan Altıntepe,Varto Kayalıdere ve Van çevresi tapınaklarının çoğu kenarları rizalitli kare formlu olup, cevrelerindeki tavaf yolu ve siyah renkli kesme taş duvarlarıyla etrafında tavaf koridorları bulunan Hacer-ül Esvet’li birer Kabe imgesindedir.


Bu yazının tamamı için TIKLAYIN



 Cemevi mimarisi nasıldır? - Cemevi sayısı kaçtır?


Önerilen Bağlantılar : TOKİ Kayseri kura, TOKİ Aksaray kura