Tebernüş Kireççi'ye SORU SOR

Bathonea nedir?

Küçükçekmece Gölü Havzası’nda 2007’de başlatılan kazılarla ortaya çıkarılan antik liman kentidir. İstanbul’un en eski su yolu kazısıyla ortaya çıkarılmıştır. Bathonea Antik Liman Kenti’nin 2 bin 700 yıllık olduğuna inanılır.



Bathonea nedir?
Bathonea Antik Liman Kenti



Bathonea kazıları ne zaman başladı?



Avrupa, Anadolu ve İstanbul’un antik devirlerine ışık tutacak önemli bir çalışma olan “Küçükçekmece Göl Havzası Arkeolojik Kazıları” ile İstanbul’un tarih öncesi antik kenti “Bathonea” olduğu sanılan bir yerleşim” bulundu.


İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nın destekleriyle, Kocaeli Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Proje Başkanı Yrd. Doç. Dr. Şengül Aydıngün’ün 2007′de başlattığı İstanbul Tarih Öncesi Araştırmaları (İTA) projesi, son yılların en büyük arkeolojik keşiflerinden biri olarak gösteriliyor.


İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Kültürel Miras ve Müzeler Direktörlüğü kapsamında, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kocaeli Üniversitesi, Bristol Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, KKTC Doğu Akdeniz Üniversitesi, Küçükçekmece Belediyesi ve Avcılar Belediyesi tarafından desteklenen proje ile Küçükçekmece Göl Havzası’nda keşfedilen alanda yüzey araştırmaları ile birlikte kara ve su altı arkeolojik kazılarının yürütülmesi, kazı sonuçlarının bilimsel bir yayına dönüştürülmesi ve alanın arkeolojik park haline getirilmesi amaçlanıyor.



Bathonea nedir?



ADIM ADIM BATHONEA KAZISI 



- 2007 yılında İTA Projesi (İstanbul Tarih Öncesi Araştırmaları Projesi) kapsamında Küçükçekmece Gölü kıyılarında yüzey araştırmasına başlandı. Avcılar Firüzköy sahilinde Paleolitik dönem (Taş çağı aletler) Tarih Öncesine ait çakmak taşı aletler, naviform çekirdekler ve henüz çarkın kullanılmadığı ilkel biçimli el yapımı seramik parçaları ele geçti. Neolitik ve Demir Çağına ait seramikler, HelenistikDönem amfora kırıkları, Geç Roma dönemi sütun ve sütun başlıkları ile Bizans döneminden kalma Hz. İsa kabartmalı taş eserler bulundu.


- 2008 yılındaki yüzey araştırmalarında göl kıyısında biri büyük, iki adet antik limana rastlandı. Çok düzgün kesimli taş blokların limanlara ait duvarlar olduğu belirlendi. Kıyı ve göl içinde sonarla yapılan aramalarda duvarların 2 km. uzunluğunda olduğu ortaya çıktı. Duvar sıraları buranın önemli bir ticaret ağına sahip limana ait kalıntılar olduğunu belirliyor. Kalıntıların bir ucu göl içinde rıhtım şeklinde uzanıyor.


- 2008 yılında yine Küçükçekmece çevresinde söylenegelen “Gölün içinde cami var” efsanesinde gerçeğe ulaşıldı. Göl içindeki kalıntının cami değil, antik limanın mermer feneri olduğu belirlendi. Helenistik dönem amfora parçaları, M.S. 5-6. yy’a ait olduğu sanılan damgalı pişmiş topraktan koku ya da gözyaşı şişesi, desenli kap parçaları, göl üzerinde yapılan sonar taramalarında ise büyük boyutlu demir çapalar tespit edildi. İmparator Konstantin döneminden itibaren kullanılmış “constan” yazılı damgalı yapı tuğlalar da bulundu.


- 2009’da Bakanlar Kurulu kararıyla Küçükçekmece Göl Havzasında kazı izni çıktı. Bu kararla aynı zamanda İstanbul’un ilk Bakanlar Kurulu Kararlı kazısı olma özelliğini de yakaladı. Bathonea’ya Dönemin Kültür Varlıkları ve Müzler Genel Müdürü şimdi Ordu Valisi Sayın Orhan Düzgün ‘ün katıldığı bir törenle ilk kazma vuruldu. Jeoradarla yapılan çalışmalarda halk arasında ‘Ecdad Yolu’ denen, Roma İmparatorluk yollarından ‘Via Egnetia’ olduğu sanılan bir antik yol ortaya çıkarıldı.



Bathonea nedir?



Bathonea Antik Liman kentine ait neler bulundu?



İstanbul’un tarih öncesi çağlarını araştırmak için oluşturulan bilim heyeti kaynaklarda söz edildiği halde bugüne kadar yeri tespit edilemeyen Küçükçekmece’de ki, 2700 yıllık ‘Bathonea’ antik kentin deniz feneri ve surlarını gün yüzüne çıkarmayı başardılar.


Su altında yapılan çalışmalar sonucunda 2,5 km. uzunluğunda, 1.5 metre yüksekliğindeki surlarla çevrili yerleşim yerinin olduğu tespit edilirken, denize uzanan 60 metrelik mendirek ve antik fener, bölgenin önemli bir liman kenti olduğunu ortaya koydu. Yerleşimin MÖ 7. yüzyılda kurulan Byzantion ile çağdaş olabileceği sanılıyor. 2 antik liman ve 100 metrenin üzerinde genişliğe sahip Roma hamam yapısı ise dikkati çeken bir diğer buluntu.



Bathonea’ya ilgi nasıl?



Birçok keşfe kaynaklık etme potansiyeli nedeniyle Bathonea, dünya arkeoloji camiasının önemli bir ilgi odağı haline geldi. Geçtiğimiz yıl itibariyle National Geographic, New York Times, Amerikan Arkeoloji Enstitüsü, İngiltere Heritage Key gibi çeşitli ülkelerin çok sayıda kültürel miras, tarih ve arkeoloji kurumu tarafından dünyanın en önemli 10 keşfi arasında gösteriliyor.


Bathonea kazısı sadece ülkemizde değil, tüm dünyada geniş yankı uyandırdı. Amerikan Arkeoloji Enstitüsü yayını “Archaeology 2009”, yılın en önemli arkeolojik keşifleri arasında ilk on beş içinde Bathonea’yı da gösterdi. Bunun yanında İngiliz Heritage Key adlı Kültürel Miras Kurumu 2009 yılının dünyanın dördüncü büyük keşfi olarak listeye koydu.



Bathonea’da, İstanbul’un en eski su yolu nasıl bulundu? Nelerle karşılaşıldı? 



Küçükçekmece Gölü Havzası’nda yürütülen Bathonea Kazıları’nda, arkeoloji dünyasında ilgiyle karşılanan ve İstanbul’un tarihinde yeni bir sayfa açacak kalıntılara ulaşıldı. Bathonea antik kenti kazı alanında, büyük taşlarla oluşturulmuş düzenli bir su yolu ortaya çıkarıldı.


İstanbul İl Özel İdaresi’nin desteğiyle gerçekleştirilen Küçükçekmece Göl Havzası/Bathonea Kazıları’ndan elde edilen yeni bulgular, yapılan bir toplantı ile kamuoyuyla paylaşıldı. İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Bathonea Kazı çalışmalarında elde edilen bulguların heyecan verici olduğunu söyledi.


Bölgede 2009 yılından beri süren çalışmaların süratle devam ettiğini belirten Vali Mutlu, “Yapılan kazılar sonucu su yolu ortaya çıkarıldı. Bildiğimiz açıktan giden bir su yolu değil. Bathonea Kazıları içinde sadece 300 metresi keşfedildi. İstanbul için çok kıymetli bir yer ortaya çıkarıldı. Şehre su taşıyan çok önemli bir su hattı. Şu ana kadar 5 noktada kapak sistemi bulundu. Kapaklardan içine girerek temizleme yapılmış. Günümüzdeki su yollarının bire bir aynısı inşa edilmiş” dedi.


İstanbul’dan insanlık tarihine büyük mesajlar verildiğini dile getiren Vali Mutlu, şunları kaydetti. “İnsanlık geriye güzel şeyler bırakarak ilerliyor. Geçmişe bakıldığında insanlar güzel şeyler başarıyor. İstanbul’un tarihi zenginliğine katkı sağlamak istiyoruz.  İl Özel İdaresi olarak desteklerimizi sürdürmeye devam edeceğiz. İstanbul bu çalışmalar sonunda Ören yeri haline gelecek. Daha fazla sorumluluk almaya hazır olduğumuzu belirtmek istiyorum. Üniversite ekibini yürekten kutluyorum.”


İstanbul İl Kültür Müdürü Ahmet Emre Bilgili ise bölgeyi İstanbul’un yeni ören yeri olarak planladıklarını belirtti. “Burası İstanbul’un yeni tarihi yarımadasıdır. Keşifler ve buluntular bu tespitimi haklı gösteriyor.  İstanbul bu konuda yeni değerler kazanacak. İstanbul’a gelecek turistler için yeni gezilecek alanlar ortaya çıkacak. İstanbul’un yeni bir turizm bölgesi kazanabilmesi için kazılara hızla devam etmeliyiz” dedi.  Bilgili, bölgenin İstanbul için çok önemli bir gezi ve bilgilenme alanı olacağını da sözlerine ekledi.



Bathonea nedir?



Bathonea’da başka neler bulundu?



Kazı başkanlığını yürüten Kocaeli Üniversitesi Arkeoloji Prehistorya Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Şengül Aydıngün de Roma döneminden Osmanlı Devleti’ne kadar kullanılan büyük taşlarla düzenli şekilde oluşturulmuş bir yol bulunduğunu söyledi. Ayrıca 5-6′ncı yy’da yapılmış dini yapıya rastladıklarını belirten Aydıngün, 1034 tarihli bir sikke bulunduğunu, tarihi yerleşim alanının o yıllarda oluşan depremle toprağa gömüldüğünü ifade etti.

Bathonea kentinin 12. yy’a ait yaşam izleriyle son bulduğunu kaydeden Aydıngün, kazı alanında bulunan tarihi eşyalar ve objeler hakkında şu bilgileri vardi: “Yemek takımları, parfüm şişeleri, küpe ve yüzükler, 7 bin metreküplük su deposu, 11 metre yüksekliğinde kale, kanallar, kartal motifli tabak dipleri, melek tasvirli tabak dipleri, MÖ dayanan seramik parçaları, ocak ve Konstantin yazılı tabletler bulundu.”


Aydıngün, ayrıca Firuzköy Yarımadası’nda yapılan çalışmalarda ise ilk tarımsal faaliyetlerin burada yapıldığına dair bulgulara rastladıklarını ifade etti.


2010 yılında yayınlanan bir  habere  göre; İstanbul'da Küçükçekmece Gölü kıyısında sürdürülen kazı çalışmalarının başlarında Roma dönemine ait bir mezar steli, bir Bizans sikkesi, antik limana bağlanan ana ve tali yollar, porfir bir sütun parçası ve Roma, Bizans, Osmanlı dönemlerine ait çanak-çömlek ve seramik parçalarına ulaşıldı.

Geçen yıl bulunan antik yol kazısına devam edildi ve Kentin ızgara planlı bir yerleşime sahip olduğu belirlendi. Roma dönemine ait yazıtlı ve kabartmalı bir mezar steli, yalnızca Mısır’da bulunan ve oradan getirilen porfir sütun parçası ve 11. Yüzyıl başına tarihlenen bir sikke bulundu. Kazı alanında Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait çanak çömlek parçaları ile Helenistikdönem izleri taşıyan apsisli bir yapı kalıntısına da ulaşıldı.



Bathonea’da saray kalıntısı mı bulundu?



Kültür ve Turizm Bakanlığı adına yürütülen Bathonea kazısında İstanbul’un Geç Roma Döneminde inşa edilmiş bir saraya ait olabilecek kalıntılara ulaşıldı. 


Kazıya Valilik ve İstanbul İl Özel idaresi tarafından verilen destek için  İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’ya  teşekkür ziyaretinde bulunan kazı heyeti, Vali Mutlu’dan kazının 12 ayı devam etmesi ve ören yeri olması için maddi manevi tüm desteği verecekleri müjdesini aldı.  İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’yu ziyaret eden Bathonea Kazısı Başkanı Şengül Aydıngün başkanlığındaki bir heyet Vali Mutlu’ya teşekkür ziyaretinde bulundu. Kocaeli Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesinden.Yr. Doç.Dr. Şengül Aydıngün ile beraberindeki kazı bilim heyetinden bir gurup ve Bakanlık Temsilcisi Uğur Serden, İl Genel Meclisi üyesi Sebahattin Özçelik ve Erhan Bozan’ın da katıldığı ziyarette, Aydıngün, İstanbul Valisi Mutlu’nun geçen yıl kazı ziyaretinden sonraki gelişmeler hakkında bilgiler verdi. 2011 yılında kazıyı ziyaret eden Vali Mutlu, İstanbul İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Sabri Kaya, İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili’nin de aralarında olduğu bir heyetle basın toplantısı yaparak kazıya destek verileceğini açıklamıştı.  


Aydıngün 2012 yılında İstanbul İl Özel İdaresi’den ayrılan kaynakla kazıda önemli gelişmeler kaydettiklerini belirterek, destekleri için Vali Mutlu’ya ve onun nezdinde İstanbul il İdaresi’ne teşekkür etti. İl Kültür Turizm Müdürlüğü ile koordineli olarak bölgenin Ören Yeri olması konusunda çalışmalar başlatıldığını açıkladı. Kazı çalışmaları tıpkı bir puzzle’ın parçaları gibi birleştikçe Bathonea’yı tümlüyor Vali Mutlu, Bathonea kazı alanından çok etkilendiği belirterek, 2012 yılı kazı çalışmaları hakkında bilgi aldı. Kazı Başkanı Şengül Aydıngün, 2012 yılı kazılarına Mayıs ayında başladıklarını, geçen yıl ortaya çıkarılan açık sarnıç ve kale kalıntısı içindeki sütunlu ve mozaikli yapı topluluklarının giderek birleşmesi sonucunda birbirleriyle bağlantılı bir Geç Roma dönemi Saray kompleksi oluşturduğunu düşündüklerini açıkladı.


Aydıngün 2012 yılında İstanbul İl Özel İdaresi’den ayrılan kaynakla kazıda önemli gelişmeler kaydettiklerini belirterek, destekleri için Vali Mutlu’ya ve onun nezdinde İstanbul il İdaresi’ne teşekkür etti. İl Kültür Turizm Müdürlüğü ile koordineli olarak bölgenin Ören Yeri olması konusunda çalışmalar başlatıldığını açıkladı. Kazı çalışmaları tıpkı bir puzzle’ın parçaları gibi birleştikçe Bathonea’yı tümlüyor Vali Mutlu, Bathonea kazı alanından çok etkilendiği belirterek, 2012 yılı kazı çalışmaları hakkında bilgi aldı. Kazı Başkanı Şengül Aydıngün, 2012 yılı kazılarına Mayıs ayında başladıklarını, geçen yıl ortaya çıkarılan açık sarnıç ve kale kalıntısı içindeki sütunlu ve mozaikli yapı topluluklarının giderek birleşmesi sonucunda birbirleriyle bağlantılı bir Geç Roma dönemi Saray kompleksi oluşturduğunu düşündüklerini açıkladı. 


Aydıngün, Bathonea’nın göl kıyısı boyunca uzanan duvar sıralarında yapılan çalışmalarının ilerlediğini, bu yapı unsurunun Bathonea’nın koruma duvarlarına ait olduğu sonucuna vardıklarını aktardı. Aydıngün, şöyle devam etti: “Göl tarafından koruma/savunma duvarlarıyla çevrili olduğu anlaşılan yerleşimin, küçük liman bölgesindeki çalışmalarda da Geç Roma dönemine ait yeni yollar ortaya çıkarıldı. bathonea3 Yollardan biri, daha önce bulunan ve tarihin en önemli ticaret ve ulaşım yollarından biri olan Via Egnetia’ya bağlandığı tahmin edilen Roma yoluyla keşisiyor ve keskin bir dönemeçle küçük liman yoluyla birleşiyor. 2012 yılı kazılarının başlangıcındaki yeni bulgular, kazı ilerledikçe Bathonea’nın fotoğrafını daha da belirginleştirecek. Kazılarda ortaya çıkarılan yapıların duvar örme teknikleri ve duvarlarda kullanılan yapı ve  kazı açmaları birbirleriyle birleştikçe düzgün ve oldukça sağlam duvarlara sahip sütunlu yapılar, mutfak, kanalizasyon gibi birimlerden oluşan yapıların kalıntıları belirdi. Bathonea yerleşiminde bir saray kompleksinin bulunduğunun ipuçlarını veriyor. 


Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ertuğrul Günay’ın destekleriyle kazılarına başlanılan Bathonea’nın keşfi sürdükçe, sadece bir antik kente değil; bu antik kentin mimari özelliklerine, bölgenin askeri ve ticari önemine, limanlarla Via Egnetia üzerinden Avrupa’ya uzanan ticaret bağlantısına, Bathonea’da yaşayanların kazılarda bulunan seramik, bronz ve cam eşyalar üzerinden sanat anlayışlarına, ne yiyip içtiklerine, nasıl gömüldüklerine ve İstanbul’da meydana gelen depremler ve tahribatları hakkında önemli bilgilere ulaşılacak. “ 



Bathonea’yı deprem mi yıktı? 



Aydıngün; İstanbul’un gelişim sürecinde Neolitik döneme tarihlenen buluntularla birlikte Hellenistik, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemi eserlerine ev sahipliği yapan Bathonea’nın 11. yüzyılda 8 şiddetinde bir depremle toprağa gömüldüğünün anlaşıldığını da anlattı. Ve “2012 kazı sezonun başında, Kocaeli Üniversitesi’nden deprem uzmanı Prof. Dr. Şerif Barış ve Prof. Dr. Oya Çakın’in yaptığı araştırmalara göre Bathonea, İstanbul’da denizde meydana gelenşiddetli bir depremin sonucunda yıkılmış olabileceği gibi, yine deprem sonucunda heyalanla toprak altında kalmış olabilir.”dedi. Vali Mutlu, Bathonea’daki deprem bulgularının çök önemli olduğunu söyledi. Aydıngün, İstanbul Vali Hüseyin Avni Mutlu’nun sorusu üzerine Neolitik döneme tarihlenen buluntuların kentin taş devrine ait yaşam izleri olduğunu ve bu buluntuların ilk İstanbulluların yaşadıkları Yarımburgaz Mağarasıyla aynı dönemlere tarihlendiğini, o zamandan bugüne kazı alanı ve çevresindeki bölgede yaşamın devam ettiğini anlattı. Zengin fauna ve florası da korunmalı Kazı heyetinden Petra Turnowski ise bölgedeki flora ve faunanın zenginliğine dikkat çekerek, “Kazı bölgesi, İstanbul’un yapılaşmayan ender bölgelerinden biri. Ekip üyelerimiz sadece bu bölgede yaşayan kelebekler tespit etti. Bathonea ve çevresi, arkeolojik öneminin yanı sıra, endemik bitkilere ve göçmen kuşlara da ev sahipliği yapan önemli bir doğal alan. Kentin ortasında doğal ve arkeolojik park olabilecek böyle bir değerin keşfedilmesi İstanbul için büyük bir şanstır ve bölgenin değerini arttıracak bir unsurdur. Bathonea ve çevresi, turizm açısından da İstanbul’a çok önemli katkı sağlayacak.” dedi. Bathonea İstanbul markasını güçlendirir Vali Mutlu, Bathonea gibi bir yerleşimin ortaya çıkarılmasında emeği geçen herkese teşekkür ederek il yöneticileri olarak kazının 12 ay sürmesi ve bilimsel açıdan mümkün olan en kısa zamanda Bathonea’nın tümüyle ortaya çıkarılması ve bu süreç sürerken bir taraftan da ören yeri ilan edilmesi için destek olacakarını söyledi. Vali Mutlu, “İstanbul’un kültür tarihine ışık tutan bu tür çalışmaların, turizme büyük katkı sağlayacağına inanıyorum. Sizlerin nasıl özveriyle çalıştığınızı biliyorum. Bathonea ve benzeri buluşlar kültür turizmi açısından yeni cazibe merkezleri yaratabilir ve turistlerin İstanbul’daki 2-3 günle sınırlanan kalış sürelerini uzatabilir.” dedi. Vali Mutlu, “Bu çalışmalar ayrıca bölge halkına gelir sağlayacağı gibi, fedakarca çalışmalarınız sonuçta İstanbul’a bir katma değer olarak geri dönecek ve “İstanbul Markası “daha da güçlenecektir” dedi.