Tebernüş Kireççi'ye SORU SOR

Arkeolojik alan

Arkeolojik alan, geçmişten günümüze ulaşan tarihi yapıların, eserlerin incelendiği ve yapılaşmaya izin verilmeyen yerlere denir.


Arkeolojik alan

Sultanahmet Kentsel Arkeolojik Sit Alanı Sınırları



Arkeolojik alan nedir?


Arkeoloji; belli başlı yöntemler ile kazı çalışmalarının yapılmasıdır. Bu kazı çalışmaları neticesinde kültürel geçmişten kalan parçalara ulaşılır ve geçmiş ile ilgili bilgilere ulaşılır. Arkeoloji kelimesi Yunanca arkheeos (eski) logos(bilim) sözcüklerinin birleşmesi ile oluşmuştur. 


Sit alanı; korunacak özellikleri olan alanlardır. Doğal olarak ya da insan işçiliği ile oluşturulmuştur. Özelliklerine göre parçalara ayrılmıştır. Şöyle ki; doğal sit, kentsel sit, arkeolojik sit, tarihsel sit, kırsal sit, karmaşık sit. 


Kentsel sit; eski kentlerin düzenini, yapısını, sokaklarını, mahallelerini kapsar. Bu alanlarda çalışma yapılmasına izin verilmez. Tarihi dokusunun bozulmaması için birtakım çalışmalar yapılır. Türkiye’de Gaziantep, Muğla ve Muş kentsel sit alanı içerisinde yer alır.


Arkeolojik sit; tarih öncesinden endüstri dönemine kadarki zaman dilimini kapsayan kalıntıları kapsar. Bu döneme ait bilgilere ulaşılmak için bu alanlarda çalışmalar yapılır. Haliç Tersanesi'nde 1796-1857 yılları arasında yapılan üç havuzun bulunduğu alan arkeolojik sit alanındadır.


Tarihi sit; önemli bir tarihi olay ile ilgili olan alanlar ve mekanlardır. Bu alanlara örnek olarak Türkiye’de şunlar gösterilebilir: Gelibolu Yarımadası ve Çanakkale Boğazı çevresi.


Kırsal sit; yerleşme düzeninde yer alan yapılarda kullanılan yapı tekniklerini inceler. Ayrıca köy, bağ, yazlık niteliği taşıyan yerlerdir. Evlerin araziye yerleşme düzeni, bu yapıların nasıl yapıldığını, hangi malzemelerin ne gibi amaçlar için kullanıldığını araştırır. Safranbolu'nun Yörük Köyü, Kapadokya kırsal sit alanıdır ve geçmişle ilgili bu tür bilgilere ulaşmaya yardımcı olabilecek yapıları bünyesinde barındırır.


Karmaşık sit; bu tür alanlar genelde 2 sit özelliğini taşırlar. Hem doğal sit hem de tarihi sit alanı olabilir. İstanbul Tarihi Yarımada'da tarihi, arkeolojik, doğal ve kentsel sit bir arada bulunur. Karmaşık site en iyi örneklerden biridir. 


Doğal sit; doğal oluşumlar sırası kendiliğinden oluşmuştur. Bitki örtüsü ya da bölgede yaşayan hayvanların özel niteliğini kapsar. Bu nedenle koruma altına alınmıştır. Türkiye’de Beşkonak Köprülü Kanyon'u ile Göreme Vadisi örnek olarak gösterilebilir.


Arkeolojik alan ise bu çalışmaların gerçekleşmiş olduğu mekanlara denir. Arkeolojik alanlarda birçok çalışmalar yapılır. Bu alan incelenir. Geçmişte yer alan yapılar, sanat eserleri araştırılır. Bu çalışmalar bireysel olarak yapılamaz. Arkeolojik alanlar devlet koruması altındadır. Bu alanlarda hiçbir yapılaşmaya izin verilmez. Genelde koruma altında tutulur. Geçmişte yaşayan insanların sosyo-ekonomik, kültürel özelliklerine ulaşılmayı hedefleyen çalışmalar gerçekleşir. Arkeolojik alanlar 3’e ayrılır. Bunlar; 1.Derece, 2.Derece ve 3.Derece Arkeolojik Sit alanlarıdır. 


1.Derece Arkeolojik Sit Alanları; korumaya yönelik bilimsel araştırmalar dışında korunacak alanlardır.

2.Derece Arkeolojik Sit Alanları; korunması gereken 2.alanlardır. Kullanım koşulları ve nasıl korunacağı bilimsel incelemeler yapılırken belirlenir. Bu alanlarda da yapılaşmaya izin verilmez.

3.Derece Arkeolojik Sit Alanları; koruma ve kullanım koşullarına göre belirli bir çerçeve içerisinde kullanıma açık olan alanlara denir.


Arkeolog kimdir?


Tarihsel kalıntıları belli başlı kurallar çerçevesinde inceleyen kişilere denir. Arkeolojik alanlarda araştırmalar, incelemelerde bulunurlar. Ulaştıkları yapıları, eserleri koruma altına alırlar. Doğal çevre ile insan arasındaki ilişki ilgi alanına girer.


Arkeolojide alan araştırması nedir ve nasıl gerçekleşir?


Arkeolojik alan araştırmasında havadan çekilen fotoğraflar arkeologların işini oldukça kolaylaştırır. Araştırma yapılacak alanın haritası niteliğinde olan havadan fotoğraflar ile çalışmalar bu şekilde gerçekleşir. Bu şekilde eski yerleşmenin izleri daha kolay fark edilir.  


Arkeolojik alanlar çok farklı yapılarda olabilirler. Yapısal ve fiziksel olarak her alan birbirinden ayrılır. Farklı özellikleri dolayısıyla farklı şekilde incelemeler yapılır. Bu farklar bölgesel olarak ayrılabileceği gibi alan özellikleri bakımından da ayrılır. Şöyle ki; bir alanda evlere rastlanırken diğer alanda sanat eserlerine ulaşılır. Bu gibi durumlarda her iki alan farklı bir çalışma içerisinde incelenir.


Arkeolojik alanlarda düz yerleşim yerleri vardır. Düz yerleşim yerleri, anatoprak ya da anazemin üzerine yerleşmiştir. Orta Avrupa’da düz yerleşim alanlarına yoğun bir şekilde görülür. Yüzeye yakın ve gömülü bir biçimdedir. Manyetik araştırmalar, radar ve elektrik resistivite ile araştırmalar bu alanlarda yapılır.


Mezopotamya, Anadolu, Balkan, Kafkasya ve Yakın doğuda ise çok katlı yerleşimlere rastlanır. Jeofizik belirlenmesi zor alanlardır. Genelde çok katmanlı olurlar. Bu alanlarda yapılacak çalışmalarda tümleşik jeofizik çalışmalara ek olarak manyetik araştırmalar, radar ve elektrik resistivite kullanılması uygun olur.


Mezarlıklar değişik boyutlara ve yapılara sahip olduğu için farklı jeofizik araştırmaların yapılması gerekir. Toprağın fiziksel özellikleri, nasıl gömülü olduğu, mezar taşları, mezar taşı üzerinde yer alan yazılar ve şekiller önemli ipuçları verebilir. 


Arkeolojik alanlarda yer alan yapılarda genelde şu özelliklere rastlanılır: sur duvarları, saraylar, tapınaklar, arşiv ve yönetim binaları, evler, tiyatro, odeon ve stadyumlar, stoa ve agoralar, maden işleme - seramik atölyeleri ve su yapıları.


Arkeolojik alan

Türkiye Arkeoloji Haritası



Türkiye’nin arkeolojideki yeri ve önemi nedir?


Türkiye’de arkeoloji ülke sınırlarını kapsamaktadır. Genelde Osmanlı döneminde yabancıların yapmış olduğu yapıları ve sanat eserlerini kapsar. Günümüzde devam eden birçok çalışma vardır. Osman Hamdi Bey, Türkiye’nin ilk arkeoloğudur ve İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin kurucusudur.


Osmanlı döneminde eski eserlerin korunması ile ilgili Ahmet Fethi Paşa bir çalışma başlatmış ve Aya İrini Kilisesi’nde tüm eski eserleri toplamıştır. 1869 yılında Müze-i Hümayun (Saray Müzesi) adında bir kuruluş kurulmuştur. 


Cumhuriyet döneminde ise arkeolojik kazılar hız kazanmıştır. 1931 yılında Türk Tarih Kurumu, 1934 yılında Türk Arkeoloji Enstitüsü ve Tarih Coğrafya Fakültesi kurulmuştur. 1935 yılında Çatalhöyük’te kazılar başlamıştır. Bu dönemde yapılan kazı çalışmaları neticesinde Hatay Arkeoloji Müzesi açılmıştır. 


Arkeolojik alan

Efes Antik Kent


Türkiye’de yer alan bazı arkeolojik alanlar şunlardır:


- Perge Antik Kenti , Aspendos Antik Kenti , Trabenna Antik Kenti , Letoon Antik Kenti , Karain Mağarası , Likya Kaya Mezarı , (Antalya)


- Belevi mezar anıtı , Ephesus Antik kenti , Yediuyuyanlar Mağarası , Allianoi Antik Kenti , Aigai Antik Kenti , (İzmir)


- Hipodrum , Yerebatan Sarnıcı , Su kemerleri (Bahçeköy - Kemerburgaz) , Anemas Zindanları , Aya irini , Gotlar Sütunu  (İstanbul)


- Nysa Antik Kenti, Priene Antik Kenti, Aphrodisias Antik Kenti, Miletos Antik Kenti, Didyma Apollon Tapınağı, Alinda Antik Kenti, Tralleis Antik Kenti  (Aydın)


- Gordion Antik Kenti, Ankara Roma Hamamı, Julianus Sütunu, Hasanoğlan Heykelleri  (Ankara)


- Euromos Antik Kenti, Knidos Antik Kenti, Fethiye Kleopatra Hamamı  (Muğla)


- Plakia Antik Kenti, Türk İslam Eserleri Müzesi, Obelisk ve Yeraltı Mezarı (Bursa)


- Yazılıkaya, Midas kenti, Gerdek Kaya Mezar Anıtı, Arezastis Anıtı (Eskişehir)


- Toprakkale, Adana Arkeoloji Müzesi, Anazarbus Antik Şehri  (Adana)


- Assos Antik Kenti, Troya Antik Kenti  (Çanakkale)


- Aizanoi Antik Kenti (Kütahya)


- Hierapolis Antik Kenti (Denizli) 


- Kapadokia (Nevşehir) 


- Hasankeyf Antik Kenti (Batman) 


- Çatalhöyük (Konya) 


- Hadrianopolis Surları (Edirne) 


Arkeolojik Sit Alanlarında yapılaşma hukuku nelerden bahsediyor?


Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kanunu ile ilgili birtakım değişiklikler yapıldı. 14 Temmuz 2004 yılında kabul edilen kanunda yapılaşma ile ilgili olan 17.Maddenin a bendine göre şu tür değişiklikler oluşturuldu:


- Koruma amaçlı imar plânı yapılıncaya kadar, koruma bölge kurulu tarafından üç ay içinde geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartları belirlenir. Belediyeler, valilikler ve ilgili kurumlar söz konusu alanda ilgili meslek odaları, sivil toplum kuruluşları ve plândan etkilenen hemşerilerin katılımı ile toplantılar düzenleyerek koruma amaçlı imar plânını hazırlatıp, incelenmek ve sonuçlandırılmak üzere koruma bölge kuruluna vermek zorundadır. İki yıl içinde koruma amaçlı imar plânı yapılmadığı takdirde, geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartlarının uygulanması, koruma amaçlı imar plânı yapılıncaya kadar durdurulur.


- Bu iki yıllık süre içinde zorunlu nedenlerle plân yapılamadığı takdirde koruma bölge kurulunca bu süre bir yıl daha uzatılabilir.


- Ören yerlerinde çevre düzenleme projesi yapımı ve değişiklikleri, ilgili koruma bölge kurulunun uygun görüşü doğrultusunda Bakanlıkça yapılır, yaptırılır ve onaylanır.


- Koruma bölge kurulunca sit alanı olarak ilan edilen yerlerde; bu kararın ilanından önce imar mevzuatına ve onanlı imar plânlarına uygun olarak alınmış yapı ruhsatı ve eklerine göre subasman seviyesi tamamlanmış yapıların inşasına devam edilebilir, ancak bu maddenin ( c) bendi uyarınca yapılanma hakkı aktarımını re’sen uygulamaya da ilgili idareler yetkilidir. Subasman seviyesi tamamlanmamış yapıların yapı ruhsatları iptal edilir. Kesin yapılanma yasağı bulunan sit alanlarında bu madde hükümlerinden faydalanılamaz.


17.Maddenin b bendine göre is; koruma amaçlı imar plânlarıyla kesin yapılanma yasağı getirilen sit alanlarında bulunan gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerinin mülkiyetindeki taşınmazlar malikin başvurusu üzerine, belediye ve il özel idaresine ait taşınmazlarla takas edilebilir.


Arkeolojik kazılar sonrası Arkeolojik alanlarda bulunan yapıların özellikleri nasıldır?


Türkiye’de arkeolojik alanlarda yapılan kazılar sonucu birçok yapıya ulaşılmıştır. Divriği Ulu Camisi ve Darüşşifası bunlardan biridir. Yapı, 1228-1229 yıllarında yaptırılmıştır. İki kubbeli türbeden ve camiye bitişik bir hastaneden meydana gelmiştir. Anadolu geleneksel taş işçiliği örnekleriyle UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer alıyor. Bunun dışında Safranbolu’da arkeolojik alanın içine girer. Kentsel sit alanı içerisinde yer alan Safranbolu’da ahşap evleri ve yığma anıtsal yapıları bulunmaktadır. 14.yy’dan itibaren Türklerin yaşamaya başladığı Safranbolu’da 18.yy’da ticari hareketlenmeler meydana gelmiştir. 


Selimiye Camii, Alanya Kalesi, Selçuklu Kervansarayları, İshakpaşa Sarayları, Diyarbakır Kalesi, St. Nicholas Kilisesi Türkiye’de yer alan bazı arkeolojik yapılardır. 


Marmaray kazı çalışmları yapılırken Pendik'te eski bir köy bulundu


Marmaray Tünel kazı çalışmalarının yapıldığı Pendik'te eski bir köy ve eski bir mezarlık bulundu. Bu köyün taş devrinden kalan kalıntılar olduğu iddia edildi. 


İlgili haber için tıklayınız