Tebernüş Kireççi'ye SORU SOR

Ali Müfit Gürtuna kimdir?

12 Kasım 1998 – 1 Nisan 2004 arasında İstanbul'a başkanlık yaptı. İstanbul'un Cumhuriyet dönemindeki 30. belediye başkanıdır.


Belediye başkanı seçilmesi, Tayyip Erdoğan "etkisi" mi; kişisel becerisi mi; hakkında yapılan en önemli tartışma bu oldu.


Ali Müfit Gürtuna kimdir?


Önce, Tayyip Erdoğan'ın mahkumiyeti ile yerine geçti. Ardından yapılan yerel seçimleri kazanınca, koltuğa tekrar oturdu.


1 Haziran 1952 Karaman doğumlu.


Siyasette önce Anavatan Partiliydi; sonra Refah'lı oldu, ardından Fazilet partili. 2004 yerel seçimleri öncesinde, Tayyip Erdoğan'ın kurduğu Ak Parti'ye geçip geçmemekte çok tereddüt etti. Ama geçmedi.


Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu. Asıl mesleği, avukatlık.


Ali Müfit Gürtuna, 1 Haziran 1952'de Karaman iline bağlı Ermenek ilçesinde dünyaya geldi. Pendik Lisesi'ni bitirdikten sonra Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde 1 yıl İngilizce Dil Hazırlık Okulu okudu. Sonra Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu. 1976 yılında TRT Haber Merkezi'nde çalışmaya başladı. 1977 yılında parlamentoda TRT muhabiri olarak görev yaptı.


Siyasete Anavatan Partisi'nde (ANAP) girdi. ANAP Kartal İlçe Başkanı oldu. 1984-1989 arasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyeliği ve Meclis Başkan Vekilliği yaptı. 1994 yılına kadar politikaya ara vererek, serbest avukatlık yaptı. 1994 seçimlerinde, Refah Partisi’nden Kartal ilçesini temsil etmek üzere Büyükşehir Belediye Meclisi üyeliğine seçildi ve 11 Kasım 1998 tarihine kadar da İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekilliği yaptı. Recep Tayyip Erdoğan'ın, hakkında alınan hapis cezası kararının kesinleşmesi nedeniyle görevini bırakmasından sonra 12 Kasım 1998 tarihinde Büyükşehir Belediye Meclisi tarafından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na seçildi. 1999 yerel seçimlerinde Fazilet Partisi'nden Büyükşehir Belediye Başkanlığına seçildi. Haziran 2001'de üyesi olduğu Fazilet Partisi Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılınca bağımsız kaldı. Başkanlık görevini 1 Nisan 2004 tarihine kadar sürdürdü.


2006 yılında Turkuaz Hareket adlı bir siyasi hareket başlatarak yeniden politikaya atıldı ama, başarılı olamadı.


Ali Müfit Gürtuna 2004 yılının Şubat ayında kalın mı kalın, ağır mı ağır iki ciltlik, kitap bastırdı. Kitabın adı 'Bir İstanbul Sevdası.' İçinde anlatılan, Ali Müfit Gürtuna'nın icraatları. 


Ali Müfit Gürtuna demiş ki kitabın önsözünde, "Yaptıklarımızın bilinip fark edileceğine, korunup sahip çıkılacağına eminiz." 


Kitapla gönderdiği mektubunda da beş yıllık hizmet maratonunu ancak bu şekilde özetleyebildiğini söylüyor ve şöyle devam ediyordu: 


"Her alanda lider vasıflı bir İstanbul'u el-birliğiyle üretmeyi diliyor, kentimizin uygar geleceğini inşa etme sorumluluğuna ortak olan herkese, nazik ilginiz ve dikkatiniz için de zatı âlinize şükranlarımı sunuyorum." 


İçinde dişe dokunur icraat bulamadıklarını söyleyen bazı köşe yazarları, iki ciltlik kitaba çok tepki gösterdiler.


İşte döneminden bazı hatırlanan icraatlar:


Aylık akbil'in günlük, haftalık, 15 günlük türevlerinin çıkarılması, 31 günlük kullanım süresinin istenen zaman dilimlerinde başlatılıp bitirilebilmesi gibi yenilikler onun zamanında oldu. 


2002 civarında İETT'de hat sayısı ve çeşitliliği bakımından zirveye çıkıldı.


Veznecilere çalışan minibüsler kaldırıldı.


Ali Müfit Gürtuna, bilhassa atandığı ilk dönemde hep Tayyip Erdoğan'ın gölgesi altında kaldı. 



28 Temmuz 2002 tarihli Hürriyet gazetesinde şöyle yazıyordu:


‘Tuzla Sahil Parkı’ dün Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna tarafından hizmete açıldı. Törende konuşan Gürtuna, yaptıkları yatırımlar sonucu Tuzla'nın su problemini bitirdiklerini, ilçeyi İstanbul'un en güzel köşelerinden biri haline getirdiklerini söyledi. 


Gürtuna, ‘‘Tuzla sahilleri, dünyanın en ünlü sahillerinden daha güzel hale geldi. Monte Carlo, Nice ve Cannes'da yaşayanlar Tuzlalıları kıskanacak‘‘ diye konuştu.



14 Temmuz 2003 tarihli bir başka haberde ise şunlar yazıyordu:


Gürtuna: Yaptığımız yatırımlarla Marmara Denizi yüzülebilir hale geldi


İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna, yaptıkları altyapı yatırımları sonucunda Marmara Denizi'nin yüzülebilir hale geldiğini kaydetti.

Küçükçekmece-Avcılar sahil kolektörleri ve bağlantıları inşaatının Avcılar sahilinde düzenlenen temel atma töreninde konuşan Gürtuna, altyapı yatırımları hakkında bilgi verdi. Bugüne kadar 21 bin kilometre altyapı döşediklerini ifade efden Gürtuna, bunun sonucunda İstanbul'un doğalgaz probleminin bittiğini, su probleminin tarihe karıştığını, atıksu probleminin de yıl sonuna kadar yüzde 90 sona ereceğini kaydetti.


Gürtuna, ''Yaptığımız yatırımlarla Haliç bataklık olmaktan kurtuldu, Marmara denizi yüzülür hale geldi. Yıllar yılı denize hasret kalan bizler denizle buluşacağız, denizle sevişeceğiz, denizde yüzeceğiz'' diye konuştu.


İSKİ Genel Müdürü Dursun Ali Çodur da, temeli atılan kolektör ve bağlantıları inşaatı ile Avcılar'dan Yeşilköy'e kadar atıksuların, Küçükçekmece'de bitirilmek üzere olan arıtma tesisinde toplanacağını ve burada arıtıldıktan sonra borularla denizin iç kesimlerine verileceğini söyledi.

Dünya



GÜRTUNA, KİŞİSEL SERÜVENİNİ ŞÖYLE ANLATIYOR:


Turgut Özal; Ankara’da benim yakından tanıdığım ve ‘Turgut Abi’ diye hitap ettiğim bir dostumdu. 1980'li yılların başı, siyasetin çok hareketli olduğu yıllardı. Örneğin Hasan Celal Güzel’in de böyle bir düşüncesi vardı. Arkadaş çevremizle oturup, teklifleri detaylı olarak konuştuk ve kurucu olmamakla birlikte, ANAP’a destek vereceğimizi bildirdik. Fakat daha sonraları başta İstanbul olmak üzere, ilçelerin teşkilatlanmasında aktif olarak görev yaptık. Benden, milletvekili adayı, ilçe belediye başkan adayı olmam istendi. Ancak olmadı. Daha sonra da gıyabımda, adımı İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis Üyeliği’ne yazmışlar... 


‘Arkadaşlar, ben belediye işlerinden hiç anlamam. Niye yazıyorsunuz benim adımı?’ dedim. Onlar da, ‘merak etme, bu çok kolay öğreneceğin bir iş’ cevabı verdiler. 


Geçmişimin gazeteci olması, okumayı sevmem, araştırmacı olmam, kolay algılamamı sağladı. Ancak daha da önemlisi, lise yıllarında Balzac’ın, ‘Köy Doktoru’ kitabını okumuştum. Bu kitap benim rüyalarıma girmeye başladı. Bir köyü alıp, çok modern bir şehir haline getirmek gibi bir idealim vardı. Ama bunun belediyecilikle değil de, siyasetle olabileceğini sanıyordum. Yani bana göre bunu ancak bir devlet adamı yapabilirdi. Demek ki, bu yol kaderimizde varmış... Bir de ben yaptığım her işin en iyisini yapmak isteyen biriyim. Belediye içinde hemen her kademede aldığım görevleri çok iyi öğrenmeye ve sindire sindire yapmaya çalıştım. Örneğin ihale mevzuatı konusunda kurslar aldım. Tabir yerindeyse, tam çekirdeğinden başlayarak belediyeci oldum. 


1994 seçimleri için, Sayın Tayyip Erdoğan, İstanbul belediye başkanlığına aday olmak ve bu konuda da birikimlerimizden faydalanmak istediğini söyledi. Daha sonra sıkça aile ziyaretleri vs başladı. Ancak ben, ANAP’tan ayrıldıktan, daha doğrusu partiden bizim kaydımızı silmelerinden sonra, siyasetten soğumuştum. Sonra şunu düşündüm: Benden, İstanbul adına bir yardım isteniyorsa geri kalmamalıydım ve teklifi kabul ettim. Çok ilginçtir, 84’te olduğu gibi, 10 yıl sonra, yani 1994’te de gıyabımda belediye meclis üyeliğine adımın yazıldığını öğrendim. Seçimler oldu, Tayyip Bey Refah Partisi’nden belediye başkanı, ben de yeniden belediye meclis üyesi oldum. Daha sonra da O’nun cezaevinde olduğu dönemde başkanvekilliği görevine getirildim. 


Biz Tayyip Bey’in cezaevi sürecinde ve sonrasında sık sık birlikte olduk. Ama daha sonra, O’nun bir yeni bir parti oluşumunda (AKP) yer almak istemedim. 


SÖYLEŞİNİN TAMAMI İÇİN TIKLAYIN




Önerilen Bağlantılar : Anneler günü konut kampanyaları