Tebernüş Kireççi'ye SORU SOR

Ali Gül

Gül İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı… Sektördeki en büyük şikayeti, kalifiye eleman bulamamak.


Ali Gül

Şirket olarak Avrupa Yakası'nda 

- Loca, 

- Metroport, 

- Fly Inn, 

- Colorist, 

- Yeşilköy Konaklan gibi birçok önemli projeye imza attılar.

- Ali Gül, Gül İnşaat’ı kardeşi Osman Gül ile birlikte yönetiyor.


En son projeleri: Güneşli'de 120 milyon lira yatırımla hayata geçirdikleri konut ve alışveriş merkezinden oluşan "Güneşli Park" projesi.


Güneşli Park, 25 bin metrekarelik bir arazide toplam 300 konut ve 90 mağazadan oluşuyor. 

  • 2012 yılında metrekare fiyatları 2 bin 200 liradan başlayan projede büyüklükleri, 70 metrekareden 300 metrekareye kadar, 4 blokta 300 adet daire yer alıyor.
  • Projeye ağırlıklı olarak havayolu mensupları ilgi gösterdi. (Ali Gül'ün verdiği bilgi böyle.)
  • Gül İnşaat, babadan oğula geçen bir aile şirketi. Temmuz 2012 itibariyle  20 bin konutu başarıyla tamamladılar.

Neden Kanalistanbul projesine yatırım yapmadı?


Ali Gül, Sözcü gazetesine 22 Temmuz 2013 tarihinde verdiği demeçte şöyle dedi:

- "Buraya yatırım yapmayı düşünmem. Çünkü 2023 çok uzun bir süre. Karadeniz'den tutun da Marmara'ya kadar çok geniş araziler var. Projenin tam olarak nereden geçeceği belli değil. Dolayısıyla kısa vadede bir gelişme beklenmemeli." 

Ali Gül



Ali Gül'ün şikayeti: İnşaat sektöründe kalifiye eleman bulamamak


Ali Gül 28 Haziran 2013 tarihli Habertürk'te bu şikayetini şöyle dile getiriyor: 

- “Meslek liselerinde inşaat ile ilgili bölüm açılsa, firmaların sorunları giderilebilir. Çalıştıracak kalifiye eleman sıkıntısı yaşıyoruz. Meslek liselerinde bölüm açılırsa, özel sektör de istihdam sözü verirse bu iş olur. Teknik okullar yeterli değil.” 


Haliç ihalesine girdiler


Haliç’te yapılacak liman projesi için 2 Temmuz 2013'te konsorsiyum şeklinde teklif verdiler. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı projeyi 4 yılı yapım süresi olmak üzere 49 yıllığına ihale ediyor. 


Ali Gül, inşaat işine nasıl girdiklerini şöyle anlatmıştı:


-  İnşaat işi bizlere babadan kaldı, babam 1968 yılında Gümüşhane'de bir sağlık ocağı inşaatı ile bu işe başlamış, inşaat malzemeleri ve gıdadan oluşan bugünün yapı marketleri diye adlandırabileceğimiz tarzda, köylünün içeri girdiğinde yiyecekten inşaat malzemesine kadar her türlü ihtiyacını karşılayabildiği dükkanlarımız vardı. Sonra İstanbul'da o dönem daha çok yazlıklar revaçta olduğundan yapsat modeliyle Silivri ve civarında projeler yapıldı. Tabii ki bugünkü kurumsal yapı isim tescili gibi konular o dönemde yoktu.


SORU: Sektörde Gül Ailesi'nin ayrı fertlerinin birçok inşaat şirketi bulunuyor. (Ayrıntılı bilgi için tıklayın) Bu sizin işlerinizde negatif etki yaratıyor mu?


Ali Gül yanıt verdi: Aileye ait her şirket, kendi başına büyük işlere imza atmakta. Hacmi büyük işleri yaptığımız zaman hepimiz birleşip Gül Proje adında çalışıyoruz. Ortaklık söz konusu olduğunda bu birliğin kapısı çalmıyor. Aramızda yazılı bir kural yok ama etik olarak var. Birbirimizle rekabet edeceğimiz noktada birleşiyoruz.


1 Nisan 2012 tarihinde, Ali Gül'ün Milliyet gazetesine anlattıkları şöyle:


Yeni dönemde mimari nasıl olacak?


- Bazı isimlerin ifade ettiği gibi şehrin bir bütünlük oluşturması adına tek tip projelerle yapılandırılmasını doğru bulmuyorum. Bu, mimarın yaratıcı gücünün de tek tip altında öldürülmesi anlamına gelir. Ama, tabii belli sınırlar olmalı. Mesela bakıyorsunuz aslında az katlı yapılanmaların olması gereken bir yerde, mesela Zeytinburnu’nda 25 kata izin verilmiş. Her bölge için yüksekliklerin belirlenmesi çok önemli.


Türkiye'nin en önemli sorunu sizce nedir?


- Tartışmasız Kürt sorunu. Terörü bitirmek için yapılan askeri harcamalar ekonomik olarak büyük zarar. Uluslararası düzemde de durumumuzu bozuyor. Son gelişmeler bir isyanın ön adımları gibi...

Türkler ile Kürtler yüzlerce yıldır birlikte yaşıyorlar. Yaşadıkları ciddi bir sorun yok aslında. Günümüzün sorunu ise, tamamen üretilmiştir. Bu, insanlara anlatılmalı. İnsanlar ikna edilmeli.

Ekonomik gerekçeleri gösteriyorlar. Anlaşılabilir ama, bakın Diyarbakır’daki bir köy geri kalmış ise Gümüşhane’deki, Erzincan’daki bir köyün de geri kaldığı gözden kaçırılmamalı.


Konutta yabancı müşteri için ne yapmak gerekir?


- Şu anda mütekabiliyet ilkesi geçerli. Yani, bize konut satana biz de satıyoruz. Satmayana da satmıyoruz. Ama, bugün Suriyelinin İstanbul’dan bir konut ya da mağaza almasının nasıl bir zararı olabilir? Yaptığı tek şey ülkenize para getirmek.  Diyorlar ki, ‘Para getiriyorlar ama satın aldıkları yerlerden elde ettikleri kiraları da kendi ülkelerine götürüyorlar.’ O zaman teşvik burada yatırım yapmaları için teşvik edin. 

Mütekabiliyete rağmen, insanlar gelip buradan türlü yöntemlerle satın alma yapıyorlar. Şirket kurup üzerinden alıyorlar mesela. Ama, satarken de KDV ödemek zorunda kalıyorlar. Yani, gelmemeleri için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Ayrıca, neden bir Alman, İngiliz, ABD’li alabilirken Azerbaycanlı almasın?

Mütekabiliyetle ilgili çıkacak yasadan çok umutluyuz. Özellikle Kuzey Afrika ülkelerinden Libya, Mısır, Cezayir, Fas ve Tunus’tan ciddi yatırım olur.  Suriye, İran, Irak, Azerbaycan, Türkmenistan, Rusya ve Uzakdoğu ülkelerinden de yatırım gelecektir. Çünkü, herkesin gözü İstanbul’da. Büyük yatırımcıları da bekliyoruz. Özellikle Rusya, Azerbaycan, Katar ve Kuveyt’ten...


Kriz kapıyı çalar mı?


- Sadece bir koşulda çalar. Eğer insanlar eskiye döneceklerse yani, kıl çadırlarda, otağlarda yaşayacaklarsa sektör krize girer.


Babanızdan neler öğrendiniz?


- Ben, babamın ticaret hayatı nedeniyle çok küçük yaşlarda çok şey öğrenmeye başlamıştım. Onunla ticari seyahatlere de katılırdım. Yeri geldiğinde ben küçük yaşlardayken dükkânı bana emanet de ederdi. O yıllarda işler Gümüşhane, yani memleketimizin yanı sıra İstanbul’da da büyümeye başlamıştı. Ve biz, 1979 yılında tamamen İstanbul’a geldik. Deneyimimiz olsa da tamamen burada olmak, çok yeni bir dünyaydı bizim için. Askeri görevimi yaptıktan sonra babamla birlikte daha yoğun bir şekilde ticari hayata atıldım.

Ancak, babam ticarette daha korumacıydı. Bizi frenlerdi. Kardeşim Osman Gül ile karar verdik ve kendi işimizi kurduk. Tarih, 1984’tü. Babam anlayışla karşıladı. Ama, her zaman eli, yaptığımız işlerin üzerindedir. Kardeşimle birlikte ilk olarak Florya’da 12 evlik bir proje yaptık. Sonra Avcılar’a iki, Bakırköy’e bir proje... Arkası geldi bu projelerin. AVM inşaatlarına yönelmemizin tarihi 1997’dir. İlk projemiz de Metroport oldu. Bir diğer önemli atağımız, adeta bir otomobil şehri olan Otoport oldu. Tabii bu arada pek çok prestijli konut projesi de yaptık.


Hobileriniz var mı?


- Arabama atlayıp Gümüşhane’deki Tomara Şelalesi’ne gitmek benim için vazgeçilmez. Senede birkaç sefer mutlaka giderim. Avlanmak, sevdiğim bir başka şey. Kara avı, deniz avı; hepsini severim.

1993’ten beri kayak da yapıyorum. Arkadaşlar sebep oldu. Sene iki-üç sefer Kartalkaya, Uludağ ve Sarıkamış’a giderim.


Son günlerde yapmaktan keyif aldığınız şey ne oldu?


- 2012 yılında Sarıkamış’ta şehitler anısına yapılan yürüyüşe katıldım. O imkânsız şartlar altında; yalın ayak  vatan için neler yaptıklarını düşündüm. Biz kış kıyafetlerimize sarmalanmamıza rağmen bir saatte bile tükendik... O askerlerin gece orada kalışları, üstelik tek bir kurşun atamadan... Çok etkilendim.


En önemli tecrübeniz nedir?


- Babamla ticari bir seyahate çıkmıştım. Yine 11-12 yaşlarındayım. Erzincan’a gidiyoruz. Bir bisiklet gördüm; çok beğendim. Çok da istedim, ama almadı. Darıldım, küstüm. Sonra bir baktım bana daha büyüğünü almış. ‘Seneye büyüyeceksin. O küçük kalacak, ondan almadım. Ayrıca ben de bineceğim’ dedi. Gerçekten de benim için önemli bir tecrübedir.


KEŞKE YAPMASAYDIM: Bunu diyecek kadar büyük bir şey yok, ama küçük küçük çok şey var.

İYİ Kİ BU KARARI ALMIŞIM: İyi ki bugün eşim olan kadınla evlenmişim. Bu benim özelim. İş hayatım için de ‘İyi ki ayağımı hep yorganıma göre uzatmışım’ derim.

BİR GÜN MUTLAKA: Ben çok gerçekçi biriyim. Yapmak istediğim şeyleri de genellikle yaparım.

EN ÖNEMLİ SERMAYEM: Dürüstlük.

STRES: Dinamik tutar. Bir vitamindir ama sınırını bilmek gerek. Stressizsen, hiçbir şey yapmıyorsun demektir.

SPOR: Fırsat buldukça sabahları orman için 1 saate yakın yürürüm.

BENİM ŞEHRİM: Tabii ki doğduğum şehir olan Gümüşhane.

BENİM MÜZİĞİM: Türk Halk Müziği.

SON KİTABIM: Okuyup da en çok etkilendiğim son kitap Çılgın Türkler.

SON FİLMİM: Gelibolu.

PAZARLARIM: Çocuklar ve eşimin.

KEŞFETMEK İSTEDİĞİM ŞEY: Hayal kurduğum söylenemez.

TEK BİR ŞEY YAPMA İZNİM OLSA: Dünyada bugüne kadar yapılamamış bir eseri yapmak isterdim.

EKİBİMDE OLMAZSA OLMAZ: Dürüstlük.

BENİM MİMARİM: Selçuklu ve Osmanlı dönemlerini beğenirim.

BENİM MİMARIM: Mimar Sinan.

HAYRAN OLDUĞUM YAPI: Selimiye Camii.

EMEKLİLİK PLANIM: Zaten Bağkur’dan emekliyim.