Tebernüş Kireççi'ye SORU SOR

Abud Efendi Yalısı

Üsküdar Kandilli’de en son Özdoyuran Ailesi’nin 1985’te Abud Efendi’nin mirasçılarından satın alarak içinde oturduğu yalıdır. Mimarı Garabet Balyan’dır. Özdoyuran Ailesi, yalıyı Mayıs 2008’de 40 milyon dolardan satmak istemişti.



Abud Efendi Yalısı
Abud Efendi Yalısı



Abud Efendi Yalısı nerede? 



İstanbul Anadolu yakası Üsküdar Kandilli Göksu caddesinde Altunizadelerden Necip Bey kendisi için Dolmabahçe Sarayının planından esinlenerek mimar Garabet Amira Balyan’a inşa ettirilmiştir. Abud Efendi Yalısı’nın güney komşusu Kont Ostrarog Yalısı , kuzey komşusu ise İsmail Paşa Yalısı’dır. 



Abud Efendi Yalısı’nın tarihçesi nedir?



Yalı Abdülmecit devrinin ünlü ticaret ve devlet adamlarından Altunizade Necip Bey tarafından komşu İsmail Paşa Yalısı’nın da mimarı Garabet Amira Balyan’a yaptırılmıştır. Yapıda Dolmabahçe Sarayı’ndan esinlenildiği gözlenmektedir. Necip Bey yalıyı Baron Vandoeuvre’ye satmış , o da II. Abdülhamit Devri’nde Ticaret Odası Başkanlığı , Şirketi Hayriye Başkanlığı da yapmış olan Mehmet Abud Efendi’ye satmıştır. 1985 yılında Abud Efendi Yalısı, Abud Efendi’nin kızı Belkıs Hanım tarafından Salat Yağ Sanayi sahiplerinden İsmail Özdoyuran’a ve Meliha Özdoyuran’a satılmış , bu tarihlerde yalının içi ve dışı esaslı şekilde restore edilmiştir.


Ostrorog ve Kıbrıslı yalıları arasında kalan Abud Efendi Yalısı 1900’lerin başında adını taşıdığı Abud Efendi tarafından satın alınmış. İstanbul’daki sarayların ve önemli binaların büyük bir kısmına imza atmış Ermeni Balyan ailesinden Garabet Amira çizmiş planları. Abud Efendi’nin kızı, İstanbul sosyetesinin 1920’lerde önemli fertlerinden biri olan Belkıs’mış. Onun dillere destan düğünü bu binada yapılmış. 


Mehmet Abud Efendi, Sultan II.Abdülhamit devrinde Ticaret Odası, Harbiye Nezareti Mubayaa Komisyonu ve Şirketi Hayriye reisliklerinde bulunmuştur. Ostrorog ve Kıbrıslı yalıları arasında kalan yalı Abud Efendi'nin kızı, İstanbul sosyetesinin 1920'lerde önemli fertlerinden biri olan Belkıs'ın dillere destan düğünü de ev sahipliği yapmıştır. Bir zamanlar Ekrem Bora ve Güngör Bayrak'ın başrollerinde oynadığı Gümüş, şimdilerde ise Tolga Sayışman’ın başrolünde oynadığı Lale Devri adlı TV dizisine ev sahipliği yapan Abud Efendi Yalısı’dır.



Yalının mimari özellikleri nelerdir?



Abud Efendi Yalısı; 1130 m2 bahçe içinde 270 m2 taban oturumu olmak üzere 540 m2 kullanım alanı olan (bodrum ve çatı arası hariç)  orta büyüklükte tek bir yapı içinde, fonksiyon ayrılığı ve aynı zamanda birliği gösteren, mükemmel bir plan orjinalliğine sahip, Boğaziçi’nin geçen yüzyıldan kalan ender yapılarındandır. Salonlar, sofalar, odalar, merpenler, balkonlar, mutfak, dolaplar, kayıkhane, yüzme havuzu, hamam, kömürlük, odunluk, çeşmeler, yüklükler, merpenler, nişler iyi kompoze edilmiştir. Ancak üst kat salonundaki dekorasyonda bir iddia ağırlığı gözleniyor. Yalının tümü 18 oda ve 2 sofadan ibarettir. 



Abud Efendi Yalısı



Abud Efendi Yalısı hangi haberlere konu oldu?



Abud Efendi Yalısı otel oluyor! (Radikal Gazetesi, Ağustos 2011)


Türk halkının diziler sayesinde yakından tanıdığı Abud Efendi Yalısı otel oluyor. Geçen yıllarda ilk olarak Gümüş dizisine ev sahipliği yapan yalıyı uzun dönemli olarak kiralayan Kervansaray Otel Zinciri, yalıyı butik otel yapmak üzere harekete geçti.


50 dolara yalı turizmi Türkiye'de Gümüş başta olmak üzere, Kurtlar Vadisi ve Lale Devri gibi dizilere çekim mekânı olan yalı, özellikle Arap ülkelerinde de ' çok sevilen Gümüş dizisi sayesinde Arap turistlerin de uğrak mekânı haline gelmişti. Hatta o dönem Gümüş dizisinin yayımladığı Arap ülkelerinden gelen turistler İstanbul'a geldiklerinde ilk iş olarak yalıyı ziyaret ediyorlardı. Yalıyı çekim zamanlarının dışında iki aylığına kiralayan bir turizmci Arap turistlere kişi başı 50 dolarla yalıyı gezdiriyordu.


Grubun 7 oteli var


Yalıyı uzun süreli olarak kiralayan ve butik otele dönüştürecek olan Kervansaray Otel Zinciri'nin de İstanbul'a olan Arap turist ilgisinden hareket ettiği belirtiliyor.


Bursa'da da oteli bulunan zincir burada da ciddi miktarda Arap turist ağırlıyor, Kervansaray Otel Zinciri'nin halihazırda Türkiye'de Antalya, Bodrum, Marmaris, Bursa'da olmak üzere 7 oteli bulunuyor.

45 milyon dolar değer biçiliyor


1835-1855 yılları arasında banker Altunizade Necip Bey tarafından yaptırılan Abud Efendi Yalısı'nın mimarı Garabed Balyan. 1858'de yalıya yerleşen Fransız Baron Vandeuvre 40 yıl burada yaşadı. 1900 yılında yalıyı Suriye asıllı Mehmet Abud Efendi satın aldı. Abud ailesi 1981'e kadar yalıda yaşadı. 1980'de yalıyı satın alan Salat yağlarının sahibi İsmail Özdoyuran halen yalının sahibi. Yalının değerinin 45 milyon dolar olduğu belirtiliyor. Abud Efendi Yalısı'nda ana binanın yanı sıra servis mekânları, iki kayıkhanesi ve bir de deniz hamamı bulunuyor.


'Gümüş'ün yalısı 40 milyon dolara satılık (Hürriyet Gazetesi, Mayıs 2008)


’Gümüş’ün yalısı 40 milyon dolara satılık Bir dönem Kurtlar Vadisi ve Savcının Karısı gibi dizilere ev sahipliği yapan, kısa bir süre Sağır Oda dizisinin, son 3 yıldır ise Kanal D’nin sevilen dizisi Gümüş’ün çekimlerinin yapıldığı Abud Efendi Yalısı, 40 milyon dolara satılmayı bekliyor.


Yalının, dizilerden bölüm başına 25 bin YTL kira aldığı magazin basınında yer almıştı. Yalıyı 1853’te Altunizade Necip Bey yaptırmıştı.


DOLMABAHÇE Sarayı’ndan esinlenerek yapılan ve televizyon müdavimlerinin yakından tanıdığı, görkemli Abud Efendi Yalısı, 10 yıl arayla ikinci kez satılığa çıktı. Yalının satış bedeli bu kez 40 milyon dolar olarak belirlendi. Yalının son sahibi olan Salat yağlarının sahibi İsmail Özdoyuran, yalıyı 1997’de 20 milyon dolara satılığa çıkarmıştı. İsmail Özdoyuran, o dönemde "Yalıyı satıp yeni fabrika kurmak için sermaye yapacağım" diye alıcılarla görüşmüş, ancak daha sonra satıştan vazgeçmişti.


RÜYALARI SÜSLÜYOR: Yayınlandığı ilk günden bu yana büyük ilgi gören Gümüş dizisinin çekimlerinin yapıldığı ve 3 yılda milyonlarca dizi hayranının da rüyalarını süsleyen yalının çok ilginç bir hikayesi var. 1853’te dönemin ünlü ailesi Altunizadelerden Necip Efendi tarafından, Ermeni mimar Karabet Amıra Balyan’a yaptırılan yalı, eski kayıtlara göre 270 metrekarelik alana oturuyor ve 1130 bahçesi var. Yalının satışını üstlenen emlak şirketinin internet sitesindeki bilgilere göre, gayrimenkulün brüt kullanım alanı 2 bin metrekare. Dolmabahçe Sarayı’nın planı örnek alınarak yapılan yalıyı; Necip Bey’den Baron Vandoeuvre aldı. Baron Vandoeuvre da yalıyı; Sultan II. Hamid devrinde Ticaret Odası, Harbiye Nezareti Mubayaa Komisyonu ve Şirketi Hayriye reislikleri de yapan Mehmet Abud Efendi’ye sattı. Abud Efendi, yalıyı eşine hediye etti. Tarihi yalı, mükemmel bir plan orjinalliğine sahip ve Boğaziçi’nin geçen yüzyıldan kalan ender yapılarından.


18 ODA VE 2 SOFASI VAR: Bir müştemilatı, görkemli salonları, 2 sofası ve 18 odası olan yalı ayrıca havuzu, saunası, geleneksel Türk hamamı ve 8 araçlık otoparkı ile de dikkat çekiyor. Üst kat, yarım dikdörtgen bir sofa etrafında dönüyor. Yalının dikkatleri toplayan bir kısmı da, ana giriş kapısının karşısındaki merpen... Altta ve üstte palmiyeli camekanlar var.


1985-90’DA RESTORE EDİLDİ: Mimar Amıra Balyan; sadece planda değil, perde ve kornişlerde de Beylerbeyi ve Dolmabahçe sarayları tarzında, yekpare, kabartma armalı ve yaldızlı süslemeler kullanmış. Yalı bir dönem, Abud Efendi’nin kızı Belkıs’ın yaşam öyküsüyle de anılmıştı. Belkıs Abud, yalıdaki konuklarına toprak plaklardan opera müziği dinletmesi ile tanınıyordu. Abud Efendi’nin kızı Belkıs hanım tarafından 1985’te satılan yalının içi-dışı esaslı şekilde restore edildi. Yalının son sahipleri, bir dönemin tanınmış gıda firmalarından Salat Yağları’nın sahibi olan Özdoyuran Ailesi. Şubat ayında, yani 2 ay önce vefat eden işadamı İsmail Özdoyuran, aynı zamanda Fenerbahçe Kulübü’nün Yüksek Divan Kurulu üyesiydi. 


Metrekaresi 26 bin dolara geliyor


3 KATLI Abud Efendi Yalısı’nın satışını üstlenen emlak şirketinin kayıtlarına göre gayrimenkul, 2 bin metrekare kullanım alanına sahip. 40 milyon dolarlık fiyat belirlenen tarihi yalının metrekaresi, emlak şirketinin internette verdiği kayıtlar dikkate alındığında 20 bin dolara geliyor. Eski kayıtlara göre 270 metrekare alana oturan, 1130 metrekarelik de bahçesi olan yalının toplam arsası büyüklüğü yaklaşık 1.5 dönüm. Satış gerçekleşirse, arsanın metrekaresi yaklaşık 26 bin dolar olacak.


Erbilgin Yalısı da 2.5 yıldır alıcı bekliyor


ABUD Efendi Yalısı’nın satışını üstlenen Cempay Uluslararası Gayrimenkul, Boğaz’ın en büyük yalısı olan ve dünyanın en değerli 4’üncü gayrimenkulü olarak gösterilen Yeniköy’deki Erbilgin Yalısı için de müşteri arayışını sürdürüyor. Eski adı Şehzade Burhanettin Efendi Yalısı olan ve 1984’te, Erg İnşaat’ın sahibi Müfit Erbilgin tarafından harabe halde alınan ve 50 milyon dolarlık restorasyon masrafı ile birlikte yaklaşık 60 milyon dolara malolan yalının alanı, 2 bin 802 metrekare. Erbilgin Yalısı, 2.5 yıl önce de 100 milyon dolara satılığa çıkarılmış, ancak satılamamıştı. Tavanları altın varak olan, muslukları altın kaplama yalının yıllık emlak vergisi 8 bin YTL’yi buluyor.



İki aşk arasında (Posta Gazetesi, Nisan 2013)


Bir varmış bir yokmuş. Boğaziçi'nde bir yalı varmış. Bu yalıda büyük aileler ve büyük acılar yaşanmış. Aşık olmuşlar, üzülmüşler, sevinmişler. Bahar çiçeklerinin tazeliğiyle ölümün kederli yüzü birbirine bakmış durmuş...

Abud Efendi Yalısı efsaneleşmiş yalıların olduğu Kandilli’de, Kont Ostrorog Yalısı ile İsmail Paşa Yalısı’nın arasında bulunuyor. Abud Efendi Yalısı, Abdülmecit devrinin ünlü tüccarlarından Altunizade Necip Bey tarafından ünlü mimar Karabet Amira Balyan’a yaptırılmış. 


1830’larda yaptırılan Abud Efendi Yalısı iç dekorasyonu Dolmabahçe Sarayı’ndan esinlenilmiştir. Abud Efendi Yalısı, Boğaziçi’ndeki en özgün yalılardan biri olmasıyla da özeldir. ‘Karnıyarık’ denilen geleneksel sivil yapı düzeni ilk defa Abud Efendi Yalısı’nda değiştirildi. Mimar Balyan, sofayı ikiye bölüp ve ters yönde birleştirince harem ve selamlık merpenleri sırt sırta geldi. 


Böylece yalı iki yana, Kont Ostrorog Yalısı ile İsmail Paşa Yalısı’na da bakar oldu. Yalıda koridorların E biçiminde dolanması, balkonun bir köşeye yerleştirilmesi gibi devrimci yenilikleri vardır. 


MATEM YALISI 


Baron de Vandoevre, 1860’ların başında yalının ikinci sahibi oldu ve uzun yıllar boyunca bu yalıda yaşadı. 

Boğaziçi’nde bir yalıya ilk defa yerleşen yabancının Fransız Baron de Vandoevre olduğu söylenir. 

Baron, yalıyı ve çevresini çok sevmişti. Ama Baron taparcasına bağlı olduğu kızının yalıda ölmesi üzerine bunalıma girdi. Kızının yasını tutan Baron, duvarlardaki resimleri ve süslemeleri görmek istemeyince, her yeri siyah saten kumaşlarla kaplattı. 


Baron kızının ölümüyle ruhen çökmüştü ve uzun süre içi karartılmış olan yalıda bu halde yaşadı. Ama kızının hatıralarıyla başa çıkamayınca yalıyı Mehmed Abud Efendi’ye sattı ve ülkesine döndü. 


SALTANAT YILLARI 


Yalının üçüncü sahibi olan Mehmed Abud Efendi çalışkan, güvenilir ve zeki bir tüccar olan Mehmed Abud Efendi başlangıçta ipek, manifatura ve deri derken Japonya’ya kadar uzanan bir ticaret zincirini yönetti. 


Mehmed Abud Efendi, 1884’de İstanbul Ticaret Odası Başkanı oldu ve ölene kadar 33 sene bu görevde kaldı. 

Beyoğlu’ndaki Suriye Apartmanı, Sirkeci’deki Meserret Oteli ve Mercan’daki Abud Han ailenin mülklerinden sadece bir kısmıydı. 


ARMAĞAN YALI 


Mehmed Abud Efendi, 1900’de zenginliğin getirdiği büyük bir saltanatla varlık içinde yaşamaya başlayan kalabalık ailesi için büyükçe bir yer aradı. 


Önceleri Çubuklu’daki Hip Kasrı’nı almak istedi. Ama eşi Saadet Hanım “Deniz kenarı olsun” diye ısrar edince eşini kırmadı ve ona adını taşıyacak bu yalıyı hediye etti. O dönemde aşçılar, hizmetçiler ve mürebbiyelerle birlikte yalıda toplam 40 kişi yaşıyormuş. 


ÜZÜNTÜ ÇAĞI 


Zenginlik had safhadaydı ama üzüntüler bitmek bilmiyordu. Mehmed Abud Efendi’nin oğlu Tevfik Bey, dört kere evlendi. Her evliliği bir olay oldu ve aileye üzüntü verdi. Ama Tevfik Bey genç yaşta ölünce Mehmed Abud Efendi daha çok üzüldü. 


Kızı Belkıs Abud’un mutsuz evliliği de onu manevi olarak çok yıpratmıştı. Mehmed Abud Efendi, 1917’de düşüp ayağını kırdı. Ayağı kırıldıktan sonra düzelemedi ve aynı yıl vefat etti. Aile yıllar içinde dağıldı. 


Düğünler cenazelere karıştı. Zenginlik yoksulluğa doğru azaldı. Nihayet yalının son sahibi olan torun Mehmed Abud 1980’de yalıyı Salat Yağları’nın sahibi İsmail Özdoyuran’a sattı.


Şiir kadın Belkıs Hanım 


Belkıs Hanım genç kızlığında komşu Server Paşa Yalısı’nda oturan Halil Bey’e aşıktı. Belkıs Hanım unutamadığı ilk büyük üzüntüsünü işte o yıllarda yaşadı. Belkıs Hanım’dan 15 yaş büyük olan Halil Bey ise o sıralarda kendisini seven bu kızdan haberi olmadan ve yüzünü bile görmeden veremden öldü. 


BETERİN BETERİ 


Bu olaydan sonra Belkıs Hanım için daha kötü günler başladı. Belkıs hanım, günlüğünde evliliğini şöyle anlatır: “İşte tam o arada bizim yalının yanındaki yalı satıldı. Bu ailenin en küçük, en şımarık çocuğu Abid Bey eski derebeyleri gibi ailesine hakimdi. Bir gün annesi ona beni göstermiş. 


Çalışmayı sevmeyen bu tembel çocuğa, eğer mektebe gider, derslerine çalışırsa beni aileden isteyeceğini, adeta, yaramazlık etmezsen sana şu oyuncağı alacağım tarzında söylemiş. Bu şımarık çocuk bana musallat oldu. 

Bahçede, denizde, sokakta daima bir gölge gibi takip ederdi. Birkaç silahlı adamı evimizin önünde dolaşır, şuradan buradan beni kaçırtacağını işitirdik. Sıkı bir muhafaza altındaydım. Fakat bu derebeyine bir ders vermeyi hatırlarına getiremediler. 


Çünkü Sultan Hamit onların hamisi idi. Abid’le başa çıkamayan aile, nihayet üç sene sonra babama, eniştesi Ethem Paşa, diğer eniştesi Tevfik Paşa ve üvey babası İsmail Paşa gelmiş, beni talep etmişlerdi.

Babam reddetti: ‘Ben evladımı elimle ateşe atar mıyım?’ dedi.”


KABİR AZABI 


Ama Abid Bey, Abdülhamit’in yaveri olmuştu. Babası da artık karşı çıkamadı. Nihayet Belkıs Hanım ailesine karşı çıkamadı ve teklifi kabul etmek zorunda kaldı. Kabul etmişti etmesine ancak Emine Çaykara’nın ‘Melek Annem ve Ben’ kitabında yer alan günlüğüne göre Belkıs Hanım gelinliğini bir kefen gibi görüyordu.


1908’de dillere destan bir düğün yapıldı. O zaman Belkıs Hanım 15, Abid Bey ise 19 yaşındaydı. Gelin Belkıs Hanım, bugün yerinde bir apartman olan komşu İsmail Paşa Yalısı’na günler süren eğlenceler sonunda tahtırevanla götürüldü. 


Abid Bey, kalp kırıcı sözler söylüyordu. Özellikle bir tanesi Belkıs Hanım’ın unutamadığı şöyle bir cümleydi: “Siz bundan sonra benim malımsınız.” 18 yaşında saçları beyazlayan Belkıs Hanım’ın günlüğünde evliliğini özetleyen cümleler şunlar: “Bana gösterdiği sadece hayvani hislerinin kudurmuş haliydi. Onda ruhumu tatmin edecek bir tel bile yoktu.” 


MİRAS UĞRUNA HAİN PLAN 


Abid Bey, ailesinden kalan serveti çapkınlıklarıyla har vurup harman savurdu ve zor duruma düştü. Aklına gelen çözüm ise kayınpederi Mehmed Abud Efendi’yi zehirlemekti! 


O zamanlar yalılarda belli aralıklarla yemekler hazırlanır, büyük sofralar kurulur, ailede kim var kim yoksa çağrılırmış. Bu yemeklerin sonunda ise Keşkül yenirmiş. 


Abid Bey, doktor arkadaşıyla anlaşıp tifo mikrobunu ve iki kasedeki keşküle kattı. Ama hizmetçiler mikroplu keşkülleri karıştırınca birini Abid Bey, diğerini de küçük bir kız yemiş ve tifoya yakalanmışlar. 


CENAZE ÜSTÜNE CENAZE 


Olayı sonradan öğrenen Mehmed Abud Efendi kızı üzülmesin diye sesini çıkarmadı. Abid Bey, 1931’de hastalanıp öldüğünde Belkıs Hanım da 34 yaşında dul kaldı. Kendisiyle evlenmek isteyenlere yüz vermedi. 


Ancak babasını kaybettikten sonra ailenin büyük zenginliği azalmaya başlamıştı. Kızlarını da ardı ardına kaybeden Belkıs Hanım 18 Ocak 1979’da vefat etti. 


SON DEVRİN SON GÜNLERİ


Dedesiyle aynı ismi taşıyan Mehmed Abud, annesinin son günlerini şöyle anlatıyor: “En sevdiği parfüm Guerlain’in Shalimar’ıydı. En son parfümünü bir arkadaşım Paris’ten yolladı, büyük şişe istemiştim, küçük geldi. Annem ‘Bu koku bittiğinde ben öleceğim’ dedi. 


Bitmeden öldü. Ben parfümün yarısını tAbudunun üstüne döktüm, cenazesi buram buram parfüm kokuyordu. Şişenin diğer yarısını sakladım. Benim mezarımın üzerine döksünler onu. Vasiyetim bu benim. 


Zaten ölürsem annemin koynuna gireceğim.” Hayatının son yıllarını Osmanbey’de bir apartmanda yaşayan ve torun Mehmed Abud 2002’de vefat etti.


Abud Efendi Yalısı’nda pek çok film, dizi ve fotoroman çekildi; Müjde Ar’ın oynadığı ‘Aşk-ı Memnu’, Zeki Müren’in oynadığı ‘Hep O Şarkı’, Ediz Hun ile Türkan Şoray’ın rol aldığı Sinekli Bakkal gibi filmler ile ‘Gümüş’ ve ‘Kurtlar Vadisi’ gibi diziler bu yalıda çekildi.


Aşk-ı Memnu yalısı


Abud Efendi Yalısı’nda pek çok film, dizi ve fotoroman çekildi; Müjde Ar’ın oynadığı ‘Aşk-ı Memnu’, Zeki Müren’in oynadığı ‘Hep O Şarkı’, Ediz Hun ile Türkan Şoray’ın rol aldığı Sinekli Bakkal gibi filmler ile ‘Gümüş’ ve ‘Kurtlar Vadisi’ gibi diziler bu yalıda çekildi. (21.04.2013 tarihli Posta Karnaval ekinden alınmıştır.)



Tarihi Abud Efendi Yalısı'nda yangın..! (Uskudarpostasi.com, Aralık 2010)


Üsküdar Kandilli Göksu Caddesi üzerinde bulunan 3 katlı Tarihi Abud Efendi Yalısı'nda saat 17.00 sıralarında henüz belirlenemeyen bir sebepten yangın çıktı.


Gümüş dizisinin Suudi Arabistan'da yayınlanmasının ardından, Araplar tarafından çok sevilen dizinin çekildiği tarihi yalıda yangın çıktı.


Üsküdar Kandilli Göksu Caddesi üzerinde bulunan 3 katlı Tarihi Abud Efendi Yalısı'nda saat 17.00 sıralarında henüz belirlenemeyen bir sebepten yangın çıktı. Yalı'nın çatısında duman gören yalı çalışanları hemen itfaiyeye haber verdi. Kısa sürede olay yerine gelen itfaiye ekipleri yalının çatısındaki alevlere müdahale etti. Üsküdar, Beykoz, Kavacık ve Çengelköy'den gelen itfaiye ekiplerinin müdahale ettiği yangın kısa sürede söndürüldü. Alevleri kontrol altına alan itfaiye ekipleri daha sonra uzunca bir süre soğutma çalışması yaptı. Bu sıra Sahil Güvenlik botuda denizde güvenlik önlemi aldı. İtfaiye ekipleri yangının neden dolayı çıktığı konusunda araştırmaları sürüyor.



Gözü 'Gümüş'ün yalısında (Vatan Gazetesi, Aralık 2009)


Arap ülkelerinde çok beğenilen Gümüş dizisinin çekildiği ve Arap turistler için adeta bir çekim merkezi haline gelen Abud Efendi Yalısı’na Katar Emiri’nin kızı talip oldu.


‘Gümüş’ dizisine mekan olan ve dizinin Arap ülkelerinde tanınmasından sonra haftada bir Arap turistlerin ziyaret ettiği Kandilli’deki Abud Efendi Yalısı’nı geçen ay da Katar Emiri’nin kızı ziyaret etti ve çok beğendi. Birinci dereceden tarihi eser niteliği taşıyan yalıyı satın almayı amaçladığı belirtilen Katar Emiri’nin kızının aracılar vasıtasıyla halen pazarlıkları sürdürdüğü, son olarak 30 milyon dolara kadar çıktığı belirtiliyor. Yaklaşık 3 yıldır satışta olan yalı için varislerin talep ettiği fiyatın ise 50 milyon dolar olduğu ancak varislerin 43 milyon dolara kadar düştüğü ifade ediliyor. Şayet aradaki 13 milyon dolarlık fark kapanırsa yalının yeni sahibi Katar Emiri Şeyh Hamad Bin Halife El Thani’nin kızı olacak.


TURİSTİK MEKÂN OLDU 


Abud Efendi Yalısı, turizm firmaları tarafından haftada bir Arap turistlerin getirildiği bir yer haline dönüştü. Geçen yıl bir turizm firması yalıyı 3 aylığına kiralamış ve 3 ay boyunca yaklaşık 15 bin Arap turistin yalıyı gezmesini sağlamıştı.

Yalı, birinci dereceden tarihi eser niteliği taşıyor. Pek çok özelliği dizi sayesinde ekrana gelen yalıdaki eşyalar bile 100 yıl önceki yerlerini koruyor. Boğaz’ın Anadolu yakasındaki Kandilli’de bulunan yalı, Dolmabahçe Sarayı’ndan esinlenerek yapılmıştı.


Ekonomik kriz döneminde yalılara yerli alıcı ilgisinin azaldığı belirtiliyor. Yabancı potansiyel alıcıların sayısında ise çok belirgin bir artış olmamakla birlikte Araplar’ın yanı sıra son zamanlarda Azeriler’in de Boğaz’daki yalılarla ilgilendiği kaydediliyor. Alınan bilgilere göre, Kandilli, Beylerbeyi, Anadolu Hisarı ve Bebek gibi bölgelerde yaklaşık 50’ye yakın gayrimenkul satılık etiketi taşıyor. Bunların içinde yol yalılarının ağırlıkta olduğu belirtiliyor. Boğaz’daki alım satımlarla ilgilenen bir emlakçı “Satışlarda çok büyük bir hareket yok. En son TMSF’nin satışları büyük sükse yaptı. Sonra satışlar durdu” dedi.


18 ODASI, TÜRK HAMAMI, SAUNASI VE KAYIKHANESİ VAR


Taban oturumu 300 metrekare olan iki katlı yalının 1500 metrekarelik de bahçesi bulunuyor. 220 metrekarelik müştemilatı da olan yalıda 18 oda, havuz, sauna, geleneksel Türk hamamı ve 10 araçlık otoparkı mevcut. Ana giriş kapısının karşısındaki çift taraflı merpen, yalının en etkili bölümü olarak gösteriliyor. Kagir olan alt katta iki kayıkhane de var.


Yalı sahibi Özdoyuran Ailesi Fenerbahçe Kulübü’nün Yüksek Divan Kurulu’ndaydı. 1855 yıllarında banker Necib Bey tarafından Garabed Amira Balyan’a yaptırılan Abud Efendi yalısı, 1858 yılında Fransız Baron Vandeuvre’ye satıldı.


Baron Vandeuvre, genç yaşta kızını kaybedince yalının uğursuz olduğuna karar verdi ve yalının üzerini baştan aşağı siyah tüllerle kaplattı. Baron Vandeuvre, 1900 yılında Fransa’ya geri dönmeden önce yalıyı deri ve ipek tüccarı Mehmed Abud Efendi’ye sattı. Mahmud Abud Efendi’nin ölümüyle yalı, kızı Belkıs Hanım’a, onun da 17 Ocak 1979’da vefatıyla Belkıs Hanım’ın oğlu Mehmet Abud’a geçti.


Mehmet Abud, 1981 yılında yalıyı Salat Yağları’nın sahibi İsmail Özdoyuran’a 20 milyon liraya sattı. Yalının son sahibi olan ve 2007 yılında vefat eden İsmail Özdoyuran, aynı zamanda Fenerbahçe Spor Kulübü’nde de Yüksek Divan Kurulu Üyesi’ydi. Yalı 2007 yılından beri satılmayı bekliyordu.


Abud Efendi Yalısı



Önerilen Bağlantılar : Anneler günü konut kampanyaları